Subaşı konuşmasında: “Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri, Sözlerimin başında Azerbaycan’a ait KARABAĞ’ı işgal eden Ermenistan’ı yaptığı hain, alçak ve kalleş saldırıları için kınıyorum. Saldırıda vefat eden Azerbaycan Türkü kardeşlerimize Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum.
1991 yılında Sovyetler Birliği’nden bağımsızlıklarını kazanan iki komşu devlet olarak birlikte barış içinde yaşamaları gerekirken,Ermenistan, Dağlık Karabağ’ı çevreleyen Azerbaycan’ın Laçin, Kelbecer, Ağdam, Fizuli, Kubatlı, Zengilan ve Cebrayıl bölgelerini işgal etmiş ve Azerbaycanlı nüfusu bu bölgelerden çıkarmıştır.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, ihtilafla ilgili olarak 1993 yılında 822, 853, 874 ve 884 sayılı kararları kabul ederek, işgal edilmiş Azerbaycan topraklarından bütün işgalci güçlerin derhal çekilmesi çağrısında bulunmuştur.
Ermenistan söz konusu kararlara uymamıştır.
1992’de AGİT bünyesinde, Azerbaycan ve Ermenistan’ın katılımıyla, ABD, Rusya ve Fransa’nın eş başkanlığında 11 ülkenin üye olduğu Minsk Grubu kurulmuştur.
Türkiye, AGİT Minsk Grubu’nun üyesidir.
Diğer üye ülkeler ise Belarus, Almanya, İtalya, İsveç ve Finlandiya’dır.
Minsk Grubu süreci kapsamında 1990’lardan bu yana taraflara muhtelif çözüm önerisi sunulmuş ancak bunlar sonuçsuz kalmıştır.
Kasım 2007’de Madrid’de yapılan görüşmelerde (Madrid Prensipleri) belirlenmiştir.
Madrid Prensiplerinde Benimsenen Kararlar;
– Dağlık Karabağ’ı çevreleyen Ermenistan işgali altındaki Azerbaycan topraklarının Azerbaycan’aiadesi,
– Dağlık Karabağ’a güvenlik ve otonom yönetim garantileri sağlayan geçici statü verilmesi,
– Ermenistan ve Dağlık Karabağ’ı birbirine bağlayan bir koridorun (Laçin Koridorunun) tahsisi,
– Bağlayıcı irade beyanı yoluyla nihai statünün gelecekte belirlenmesi,
– Yerlerinden edilmiş kişilere geri dönüş haklarının verilmesi,
– 1988’deki nüfus oluşumu esasında plebisit düzenlenmesi,
– Barışı koruma operasyonunu içeren uluslararası güvenlik uygulamaları konularını kapsamaktadır.
Daha sonraki yıllarda Azerbaycan ve Ermenistan Cumhurbaşkanlarının, Dışişleri Bakanlarının bir araya geldiği Zirveler ve çözüme yönelik çabalar sürdürülmüş Ermenistan’ın küstah ve kural tanımaz tutumu nedeniyle somut bir sonuç kaydedilememiştir.
Türkiye, başından beri Karabağ ihtilafının Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve egemenliği çerçevesinde çözülmesi için, İşgal altındaki toprakların Azerbaycan’a iadesi için çaba göstermektedir.
Ermenistan’ın BM Güvenlik Konseyi’nin Karabağ’a ilişkin kararlarının tatbik ederek, işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çıkması gerektiğini savunmaktadır.
Ermenistan ordusu 12-16 Temmuz 2020 tarihleri arasında, Azerbaycan’ın kuzeybatısındaki sınır bölgesinde bulunan Tovuz’a top atışlarıyla saldırması ile kural tanımaz tutumunu tekrar sergilemiştir.
Çatışmaların yaşandığı Tovuz ‘un, enerji/ulaştırma hatlarının geçtiği, Gürcistan sınırına çok yakın stratejik bir bölge olması da dikkat çekicidir.
(Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu, Azerbaycan’ı Gürcistan’a bağlayan karayolu, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hatları bu bölgeden geçmektedir.)
Saldırgan ve işgalci tavrı nedeniyle hiçbir yaptırım yapılmayan Ermenistan, 27 Eylül 2020 Pazar Günü Dağlık Karabağ cephe hattı boyunca ağır silahlar kullanarak Azerbaycan mevzilerini ve yerleşim merkezlerini tekrar yoğun ateşe tutmuştur.
Azerbaycan Ordusu, BM Şartının 51. Maddesinden kaynaklanan Meşru Müdafaa hakkını kullanarak, sivil halkını ve toprak bütünlüğünü korumak üzere geniş bir cephe hattı boyunca karşı harekâta başlamıştır.
Azerbaycan’ın yaptığı işgal altındaki topraklarını korumak ve saldırıya karşı kendi topraklarını korumaktır.
Gazi Meclisimizden sesleniyorum:İşgalci ve Haydut görünümlü Ermenistan, 3 0 yıldır işgal ettiği Azerbaycan’a ait Karabağ topraklarını hiçbir şart öne sürmeden derhal şartsız terk etmelidir.
Türkiye,Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Azerbaycan’a şartsız ve koşulsuz desteğini sürdürmektedir ve sürdürecektir.
Şunu herkes bilmelidir ki Azerbaycan’ın ayağına taş değse bizim canımız yanar. Canımızı yakanın da hiç tereddüt etmeden canını yakarız. Boşuna Tek Millet İki Devlet demiyoruz. Her zaman Can Azerbaycan’ın yanındayız. Sözlerimin sonunda Gazi Meclisimizden Can Azerbaycan’a sesleniyorum. Sayın Başkan İlham Aliyev, Azerbaycanlı kardeşlerimiz. Üzülmeyin, Tasalanmayın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün;
“Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimiz, kederi bizim kederimizdir.”sözleri ile, Türkiye Cumhuriyeti Devleti 81 Milyon ferdiyle Azerbaycan’ın yanındadır. Yaşasın Türkiye Azerbaycan kardeşliği ve dostluğu…” dedi
