“TTB’NİN GREV KARARI MESLEKİ DEĞİL, TAMAMEN SİYASİDİR”
Ak Parti Balıkesir İl Başkanı Dt. Ekrem Başaran, Türk Tabibler Birliği’nin Sağlık Sistemini hedef alan,
insanların sağlık konusundaki taleplerini, ihtiyaçlarını ve mağduriyetlerini hiçe sayan yaklaşımının
kabul edilemez olduğunu söyledi. “Sağlık Sistemini Kilitleyin” çağrısı yapan Türkiye Tabipler Birliği
(TTB) hekimlik mesleğinin olmazsa olmazı olan “Hipokrat Yeminine”de muhalefet etmiştir diyen
Başkan Başaran, “bizim kültürümüzde her işin başı sağlıktır. Öyle ki ülkemizde hekim, doktor, tabip
temalı binlerce türkü, binlerce deyim vardır. Devrinin en büyük fatihi Kanuni Sultan Süleyman’ın
dünyadaki en büyük mutluluğu “Bir nefes sıhhat” olarak tabir etmesi tesadüf değildir.
“İNSANI YOK SAYAN ANLAYIŞI KABUL ETMİYORUZ”
İnsanı yok sayan, mesleki temayülleri ihlal eden bir yaklaşım gösteren, hasta haklarına karşı asli
görevleri engelleyen, kendini Türk Tabibler Birliği olarak adlandıran bu yapı, bu zihniyet tamamen
siyasi bir kararın temsilcisidir. Derdi insanlarımıza sağlık hizmeti vermek değil, siyasi şovdur, algı
oluşturma gayretidir. TTB’nin aldığı bu karara uyma gafleti içerisindeki tüm doktorlarımızı şiddetle
kınıyorum. Halkın sağlığını yok saymanın, ettiği yemine ihanet etmenin adı doktorluk, hekimlik
olamaz” dedi.
“BANDIRMA’DA, ANESTEZİ DOKTORLARININ AMELİYATA GİRMEMESİNİ ŞİDDETLE KINIYORUZ”
“Pazartesi günü Bandırma Araştırma Hastanesi’nde ve daha birçok hastanemizde halkımıza yaşatılan
zulüm hekimlik mesleğine yapılan bir ihanettir” diyen Ak Parti İl Başkanı Ekrem Başaran, “Ben de Diş
Hekimiyim. TBB’nin hekim ve diş hekimlerinin özlük haklarının iyileştirmesini bahane ederek aldığı
grev kararı ve Bandırma’daki hastanenimiz de anestezi doktorları ile yaşanan sıkıntı amacı ortaya
koymaktadır. Önceden randevu verildiği halde planlanan ameliyatların dahi yapılmaması, hatta acil
koduyla yapılması gereken ameliyatlar da hasta başında durmayan anestezi hekimlerinin tavrı ve
illegal görüntüleri servis etmeleri kabul edilebilecek bir tavır ve hak arama yöntemi değildir. Özellikle
bunun 14 Mart Tıp Bayramı’na denk getirilmesi mesleki anlamda alınmış bir karar olmaktan ziyade,
tamamen algı oluşturmak amaçlı, malum siyasi çevrelerin desteklediği siyasi bir harekete
dönüştürülmüştür. Dünyanın en saygın ve sayılı Sağlık Sistemine sahip ülkemizde aslında yapılmak
istenen açıktır. Diğer sektörlerde olduğu gibi sağlık sisteminde de ülkemizi zora sokma girişiminden
başka bir şey değildir” dedi.
“TTB’NİN ALGI OPERASYONUNU CUMHURBAŞKANIMIZ BOZDU…”
TTB’nin oluşturmak istediği algıyı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kırdığını belirten Başkan
DT. Ekrem Başaran, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan pazartesi günkü 14 Mart Tıp
Bayramı etkinliğinde, sağlık çalışanlarımız için 5 müjdenin açıklamasını yaptı. Sağlık çalışanlarına
saldırıdan, özlük hakları ve maaş iyileştirmelerine kadar pek çok düzenlemeyi duyuran
Cumhurbaşkanınımız, gözü ve gönlü kendi ülkesinde kalmak yerine dışarı kayan kişiler olabileceğini,
bu anlayışla hareket edenlerin, istikametlerini yeniden kendi ülkelerine çevireceklerini umduğunu
ifade ederek Ülkemizi küresel sağlık sistemi içinde en iyi yere getirme çabasını ortaya koymuştur. Bu
ülkenin hekimlerine hem vefa borcu hem ihtiyacı vardır. 19 şehir hastanesiyle dünya ile rekabet eder
durumdayız. Devamı gelecek. İstiyoruz ki dünya hastalarını ülkemize göndersin, burada şifa bulsunlar.
“HEKİMLİKTE HATANIN BEDELİ İNSAN HAYATI OLABİLİR…”
Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi bizler ve sizler, herhangi bir uğraşın değil, insanoğlunun sahip
olduğu bilginin en üst derecesi olarak görülen bir mesleğin mensuplarıyız. Hekimliklerdeki hatanın
bedeli doğrudan insan hayatı olabilir. Bu nedenle işimiz grev yapmak, algı oluşturmak değil
mesleğimizin bize yüklediği sorumluluğu yerine getirmek olmalıdır” şeklinde konuştu.
“CUMHURBAŞKANIMIZDAN TIP BAYRAMI’NDA 5 MÜJDE!”
“Cumhurbaşkanımızın verdiği müjdeler sağlık sistemimizin eksik kalan beklentileri tamamlayacaktır.”
diyen Ak Parti İl Başkanı Dt. Ekrem Başaran, “Sağlıkla ilgili İlk müjdemiz, sağlık çalışanlarına yönelik
saldırıları çözecek yöntemle ilgilidir. Görevleri sırasında işlenen kasten yaralama suçu, CMK
kapsamında kataloğa dahil ediliyor. Böylece bu tür suçlar konusunda izlenecek yok, hakim ve savcılar
bakımından görünür hale geliyor. Bu suça verilen ceza sağlık hizmetleri söz konusu olduğunda
artırılıyor. İkinci olarak, ilgili mesleki sorumluluk kurulu oluşturuyoruz. Tıbbi işlem ve uygulamalar
nedeniyle ceza soruşturması açılması bu kurulun iznine bağlı olacak. Kamu kurum ve kuruluşları ile
devlet üniversitelerinde görev yapan personele idare tarafından ödenen tazminatın rücu edip
etmeyeceğine bu kurul karar verecek. Rücu ise kasıt durumunda yapılacak. Üçüncü müjdemiz ise,
sağlık çalışanlarımızın maaş ödeme sistemlerinde ve mali haklarında önemli iyileştirmeler sağlıyoruz.
Sabit ek ödemeleri merkezi yönetim bütçesine alınarak, aylıklarının tek bir bordro ile ödenmesi temin
edilecek. Sağlık Bakanlığı Döner Sermaye Sistemi etkinleştirilecektir. Merkezi Yönetim Bütçesi’nden
performans ödemesi için ilave kaynak aktarılarak, ek ödemelerde artış yapılacaktır. Dördüncü
müjdemiz, sağlık çalışanlarının ücretlerinde yaptığımız iyileştirmelinin emeklilere de yansıyacak
olmasıdır. Hemşireler başta olmak üzere 3600 ek gösterge kapsamına alınacaklarını da hatırlatmak
istiyorum. Bu çalışma yapılırken, hekim emeklilerinin maaşları da ele alınacaktır. Beşinci madde ise,
aile hekimlerinin ücretlerinde artıştır.
“SAĞLIKTA DÜNYA’NIN SAYGIN ve SAYILI ÜLKELERİNDEN BİRİSİYİZ…”
Türkiye’nin potansiyeli ve imkanları ihtiyacı olan hekim gücünü yetiştirmekle birlikte, küresel bir sağlık
merkezi olma yolunda ilerlemektedir. Seferberlik ruhuyla yaptığımız çalışmalar neticesinde
insanlarımızın layık olduğu bir sistemi inşa etmeyi başardık. Altyapısını büyük ölçüde iyileştirdiğimiz
1,3 milyon personel sayısıyla sağlık hizmetleri ülkemizin en önemli iftihar alanlarından birisidir.
Sağlıkta da kaliteye odaklanmamız gereken bir seviyeye ulaştık.
“FEDAKAR HEKİMLERİMİZE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”
Biz ülkemizin büyük fedakarlıklar ve sabırla yetiştirdiği hekimlerden azami istifade etmesi gerektiğine
inanıyoruz. Sağlık sektöründe de gözü ve gönlü kendi ülkesinde kalmak yerine dışarı kayan kişiler
olabilir. Bu anlayışla hareket edenlerin, istikametlerini yeniden kendi ülkelerine çevireceklerini
umuyorum. Önüne serilen imkanlar ne olursa olsun tercihini kendi halkına hizmet etme yönünde
kullanan tüm hekimlere şükranlarımı sunuyorum.
“TTB, ÜLKEMİZİN SAĞLIKTAKİ YÜKSELİŞİNİ DURDURAMAYACAK.
TTB’nin aldığı kararı, bu karara mesleki sorumluluklarını unutarak hareket edenleri milletimize havale
ediyorum. Onlar, Türkiye’nin sağlık alanında gelişmesini engellemeye çalışsalar da bunu
başaramayacaklar. Bu karara uyma gafletinde bulunan meslektaşlarımı itidalli olmaya davet ediyor,
TTB’nin algı oluşturma amaçlı aldığı kararı şiddetle kınıyorum” dedi.