Kadın Çalışanlarımızın Sorunları Çözülmeli
Kıymetli Basın Mensupları;
Türk tarihine şerefle isimin yazdıran, kahramanlıkta, fedakarlıkta ve zor zamanlarda
devlet ve millet yanındaki asil duruşuyla Türk Kadını her övgüyü hak ederek herkese
örnek olmuştur.
Türk Kadını, Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi omuzlar üstünde göklerde
yükselmeye layıktır. Anayasa’ya konulan kadınlara pozitif ayrımcılık sadece kağıt
üzerinde kalmamalıdır.
Değerli Basın Mensupları;
Kamu çalışma hayatında kadınlarımızın en fazla bulunduğu alan sağlıktır. Bu alanda
da fedakârca devletin emrinde, milletimize hizmet etmektedirler.
Kadın çalışanlarımızın çalışma hayatını kolaylaştırmak, çalışma hayatının onların aile
ve sosyal hayatına olumsuz etkilerini en aza indirmek devletin muhakkak yapması
gereken iştir.
Fakat ne yazık ki bu yönde ciddi adımlar atılmaması hepimizi üzmektedir. Bugün
kadın sağlık çalışanları mobbing ve şiddet mağdurudur. Bunun önüne geçilmelidir.
Mobbingin temel çözümü de ehliyet ve liyakat sahibi idarecileri göreve getirmektir.
Çalışma hayatında hakkaniyetli ve adaletli bir yönetim oluşturmaktır.
Şiddet konusunda da tavrımız nettir. Tutuklu yargılama, şiddet uygulayanlara acil
haller dışında belli bir süre kamuda sağlık hizmetlerinin ücretli olması ve sağlık kurum
ve kuruluşlarının sıfır toleranslı alan ilan edilerek suçun cezasının ertelemesinin veya
hafifletilmesinin sonlandırılması gerekir.
Aşırı iş yükü kadın çalışanlarımızın karşılaştığı bir diğer önemli sorundur. İş yükünün
hafifletilmesi için planlı bir istihdam politikası uygulanmalıdır. Verimlilik sağlayacak bir
çalışma düzeni oluşturulmalıdır.
Bunun yanı sıra kreş sorunu hala çözülememiş, izinler konusunda alınması gereken
önemli mesafeler kat edilememiştir. Bu meseleler kadın çalışanlarımızın aile ve sosyal
hayatlarını da olumsuz etkilemektedir.
Kadın çalışanlarımızı zorlayan bir diğer hususta sözleşmeli çalışmadır. Ailesinden
uzakta, eşi ve işi arasında bir tercihe zorlanan kadın çalışanlarımızın mutlu bir yuvası
veya huzurlu bir aile hayatının olması nasıl beklenebilir ? Sözleşmeli çalışmaya bir
son verilmeli ve tüm çalışanlar kadrolu olmalıdır. Aileler ayrılmamalıdır.
Kıymetli Basın Mensupları;
Yukarıda sıraladığımız sorunların hepsi bir arada düşünüldüğünde kadın sağlık
çalışanlarımızın tükenmişlik sendromu ile nasıl karşı karşıya oldukları açık bir biçimde
görülmektedir. Bunun önüne geçilmelidir.
Kadın çalışanlara daha iyi bir çalışma hayatı ve ortamı sunmak hem Anayasa’nın
yüklediği bir sorumluluk hem de Türk milletinin tarihiden gelen bir zorunluluktur.
Bizim kadınlarımızı her yerde el üstünde tutmamız ve huzurlarını temin etmemiz
şarttır.
Kadın sağlık çalışanlarımızın da, sorunları ve talepleri ile ilgili yapması gereken
sendikal mücadele aktif olarak yer almaktır. Bu anlamda gerçek sendikacılığın adresi
Türk Sağlık-Sen’in kapısı onlara her zaman açıktır. Sağlık ve sosyal hizmet kolunda
görev yapan tüm kadınlarımızı sendikal mücadelemize katılmaya ve güç vermeye
çağırıyoruz.
Bu temennilerimize, başta bu vatan için can veren şehitlerimizin eşleri ve anneleri
olmak üzere tüm Kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, toplumsal
yaşamda, çalışma ve sendikal hayatta mücadele eden kadınlarımıza başarılar
diliyoruz.