Balıkesir’in Milli Mücadele Hareketindeki rolünü ve öneminin Türkiye’ye ve dünyaya duyurulmasını sağlayacak “Milli Mücadelenin 100. Yılında Kuvayi Milliye Şehri Balıkesir Uluslararası Sempozyumu” düzenlenen törenle başladı. Öğretmenevinde üç gün sürecek sempozyumda 160’dan fazla bildiri kitap haline getirilerek önemli bir kaynak oluşturulacak.
Türk Ocakları Balıkesir Şubesi, Balıkesir Üniversitesi ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve 19-22 Eylül tarihleri arasında yapılacak “Milli Mücadelenin 100. Yılında Kuvayi Milliye Şehri Balıkesir Uluslararası Sempozyumu”nun açılışına Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu da bilgi ve belgelerle katkı sağlayacak. Yurt içi ve yurt dışından gelen bilim adamları tarihi vesikalarla Balıkesir’deki Milli Mücadele direnişini kitaplaştıracak.
Türk Ocakları Balıkesir Şube Başkanı Tahir Korucuoğulları: “Hak ettiğimiz İstiklal Madalyası Balıkesir’e verilmeli”
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Türk Ocakları Balıkesir Şube Başkanı Tahir Korucuoğulları, Milli Mücadelede gösterdiği yararlar neticesinde Balıkesir’e İstiklal Madalyası’nın verilmesi istediğini bir kez daha yineleyerek, “Herkesin bildiği gibi Türk Milli Mücadelesinin 100’üncü yılındayız. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgaliyle başlayan süreçte Balıkesir devleşen ve devletleşen biri şehir olarak tarihimizin şanlı sayfalarında yer alması gerekirken, üzülerek ifade etmem gerekir ki; dün de bugün de böyle olmamıştır. Düşmanı aylarca oyalayarak ona büyük kayıplar verdiren Balıkesirliler, Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da başlattığı milli mücadele hareketine dolaylı olarak önemli destekler vermişlerdir. Bu konular sempozyum süresince çok detaylı olarak işlenecektir. Bu sempozyumun; 100 yıldır hak ettiğimiz ama bir türlü alamadığımız İstiklal Madalyası’nı almamıza vesile olmasını ümit ediyorum. Bu konuda girişimde bulunan bütün milletvekillerimize ve Büyükşehir Belediye Meclisi’nin başta başkanı olmak üzere bütün üyelerine teşekkürü bir borç biliyorum. Bu sempozyumun yapılma sürecinde bizlere desteklerini hiç esirgemeyen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanımız Yücel Yılmaz’a, Genel Sekreter Yardımcısı Mürsel Sabancı ve çalışma arkadaşlarına, Karesi, Altıeylül, Ayvalık, Gömeç belediye başkanlarımıza, Balıkesirliler Birliği ve BALGÜÇ Vakfına, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu’na çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
BAÜN Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Narlı: “Şehrin kaderine nüfus etmemiz gerek”
Balıkesir Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Narlı ise bir şehrin kaderini değiştiren kaynakların bulunduğunu belirterek, “Bir şehrin kaderini coğrafi konumu, sahip olduğu kaynaklar, yaşamış olduğu tecrübeler ve orada yaşayanların idrak ve ufukları belirler. İnsanlar gibi şehirlerinde geçmişleri hakkında bazı bilgiler edinebilirsiniz, ama geleceklerini bilemezsiniz. Şehrin geleceğini tasavvur etmek, tahmin etmek ve inşa etmek için şehrin kaderine nüfus etmeniz gerekir. İnşallah bu iki gün boyunca dinleyeceğimiz, müzakere edeceğimiz sunumlar Balıkesir’in coğrafyasını, sahip olduğu kaynakları, yaşadığı tecrübeleri, uzak ve yakın geçmişte bu topraklarda yaşamış insanların hayatlarını ortaya koyarak Balıkesir’in kaderine nüfus etmemize yardımcı olacak. Bu çerçevede burada olduğunuz için herkese ayarı ayrı teşekkür ediyorum” dedi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz: “Esareti asla kabul etmedik”
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz da Balıkesir’deki Kuvayi Milliye hareketinin tüm dünya tarafından bilinmesi için çalıştıklarını ifade ederek, “Kuvayi Milliye şehri Balıkesir. Biz bazı şeyleri yaşıyoruz ve yaşarken ki süreç içerisinde normal geliyor. Ama Balıkesirli olarak, Balıkesir’de yaşayan ve ne mutlu Türk’üm diyen insanlarla beraber yaşayan biri olarak şunu söyleyebilirim; biz şunun farkındayız: Dünyanın en değerli gayrimenkullerinin üzerinde yaşıyoruz ve bu toprakların üzerinde 1000 yıldır, 1400 yıldır emelleri olan insanlar var. Bunlar bazen ekonomik olarak, bazen topla, tüfekle, bazen içimizde bize benzediğini inandığımız insanlarla nifak sokarak geliyorlar, bizim zaaflarımızdan yararlanmak istiyorlar. Kuvayi Milliye mücadelesi bir toplumun sadece askeriyeyle değil, ailesiyle, yaşlısıyla, hepsiyle beraber topyekün verdiği mücadelenin adıdır. Ben bu şehirde yaşayan ve fetihlerle, her zaman başarılarla anılan bir toplumun, bir milletin ferdi olarak kurtuluşu veya esaretten kurtulduk demeyi ar ediyorum kendime. Bazı şeyleri başaramadık, şehrimize girmelerini engelleyemedik. Ama esareti asla kabul etmedik. Bu mücadeleyi verdik. Bunu da genimizden gelen duygularla yaptık. Bize kimse tembihlemedi, örgütlenmeyi, yani yılların bize verdiği devletçilik anlayışımızda çözümümüzü kendimiz üretmek istedik. Ben bunun bugünkü ve yarınki yapılacak sempozyum konuşmalarında tarihi vesikalarla raptı zapt altına alınmasını istiyorum. Sizlerin katacağı çok değerli bilgilerle bunu da Sivas, Erzurum, Ankara’nın ötesindeki kongrelerle, Ege’de yapılan ve buraya çok değerli belediye başkanlarının, kanaat önderlerinin Okuma Evi’ne gelerek aldıkları kararları ve kongrenin yeterince duyurulmasını istiyoruz. Biz ne yaptığımızı biliyoruz, biz kendimizi biliyoruz. Biz Kuvayi Milliye şehriyiz. Ama bunu Milli Eğitim kitaplarında, farklı yerlerde de Ege’deki kurtuluş destanının, verilen mücadelenin, Kuvayi Milliye’nin ne olduğunun biraz daha anlatılmasını istiyoruz, işlenmesini istiyoruz” diye konuştu.
Vali Yazıcı: “Türk ve İslam Dünyasında büyük sorumluluğumuz var”
Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı da Türkiye’nin Türk ve İslam Coğrafyası içinde büyük bir sorumluluğunun bulunduğunu hatırlatarak , “Kuvayi Milliye şehrindeyiz. Bu ülkenin bir karışını dahi kimseye teslim etmeyeceğimizin tescillendiği, bunun her şeyiyle, tüm benliğimizle ortaya konulduğu ülkenin önemli köşelerinden, önemli merkezlerinden Balıkesir’deyiz. Ben Milli Mücadelenin 100’üncü yılında geleceğe dair birkaç örnek vermek istiyorum. Bu yılın başlarında Yeni Zelanda’da bir terörist bir camiyi batı ve bazı Müslümanları katletti. Orada Türkiye’yle hiçbir alakası yoktu normalde; 1453’den bahsediyordu. İstanbul’u aldığımız zamandan bahsediyordu. Biz onun ne demek istediğini biliyoruz. Değil İstanbul’u, 1 milim toprağı bile, çakıl taşımızı bile kimseye teslim etmeyiz. Geçenlerde Saray Bosna’daydık, orayı gezme fırsatını bulduk. Ama şunu gördüm ve sorumluluğumuzun ne kadar ağır olduğunu bir kaz daha hissettim. Aliye İzzetbegoviç ölüm döşeğinde Sayın Cumhurbaşkanımız ne isteğin var diye sorduğunda Bilge Kral diyor ki: “Bosna sizin kız kardeşinizdir, başka bir diyeceğim yok” diyor. Evet, Bosna bizim kız kardeşimiz. Bosnalılar, Boşnaklar Türk değil, başka bir ırk. Müslümanlar ama Türk değiller. Sırplar böyle nitelendiriyor. Şunu söylemeye çalışıyorum: öncelikle soydaşlarımız. Arkasından gönül coğrafyamızdaki tüm Müslüman ülkeler, Türkiye’den, Türklerden çok büyük şeyler bekliyorlar. Sorumluluğumuz sadece şu anda Türkiye Cumhuriyeti sınırlarıyla sınırlı değil. Çok daha büyük sorumluluğumuz var. Biz bundan asla kaçmadık, kaçmayacağız. Bu sorumluluğu taşıyabilecek yürek de var, güç de var bizde. Biz bu büyük sorumluluğu zevkle, isteyerek, canı gönülden üzerimize alıyoruz. Tarih boyunca aldık, almaya da devam ediyoruz. İnanıyoruz ki büyük milletimiz hem Türklük dünyasına, hem İslam alemine önderlik yapmaya devam edecek. Böyle inanıyoruz. Benim hatırlatmak istediğim şu; bunu hepimiz biliyoruz. Sadece bu sorumluluğumuzu hatırlatmak istedim. Sempozyumu düzenleyen başta Türk Ocakları Balıkesir Şubesi olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Ama 100’üncü yılında Kuvayi Milliyeyi konuşurken nice 100 yıllarda nereye gideceğimizin de burada belirlenmesi, işaret edilmesi, yazılıp, çizilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aldığımız sorumluluğun gençlerimize, çocuklarımıza bu ufkun verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Büyük bir millet olan Türk Milleti bunu onurla, gururla, şerefle taşımaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Sempozyumun açılış konuşmalarının ardından Sempozyum için Makedonya’dan Balıkesir’e gelen Makedonya Türk Demokrat Partisi Genel Başkanı Dr. Beycan İlyas, Vali Ersin Yazıcı, Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ve Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Duran’a üzerinde Mostar Köprüsü’nün silüeti bulunan tablo hediye etti. Sempozyum konuşmaların ardından ilk oturumlarla devam etti. Sempozyumun açılışına Vali Ersin Yazıcı, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Duran, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, Balıkesir Milletvekilleri Yavuz Subaşı, Ahmet Akın ve Fikret Şahin, ilçe belediye başkanları ile bilim adamları katıldı.