Türkiye siyasal tarihi, ne yazık ki darbelerin ağır bedelini ödemiş travmalarla
dolu siyasal ve toplumsal bir geçmişe sahiptir. Yaşanan her darbe Türkiye’yi
daha da geriye götürmüş, demokrasi kesintiye uğramış, özgürlükler askıya
alınmıştır.
99 yıllık Cumhuriyet tarihimizde 27 Mayıs 1960’da başlayıp 15 Temmuz
2016’daki hain darbe girişimine kadar ki süreç, milletimize ve demokrasimize
yönelen suikastlerdir. 28 Şubat darbesi de demokrasi tarihimize ‘postmodern
darbe’ olarak geçen karanlık bir dönemdir. Milletin vicdanında derin yaralar
açan 28 Şubat süreci, demokrasiye ve sivil siyasete yönelik bir suikast olarak
gerçekleşmiş, milletin iradesine olduğu kadar kalkınma çabasına da engel olmuş
gerici ve ilkel bir tertiptir.
28 Şubat’ta kadınların ve kız çocuklarının en temel hakkı olan eğitime erişimine
acımasızca set koyanlar, bugün kimseye kadın hakları dersi vermeye
kalkmasınlar. “Bin yıl sürecek.” dedikleri 28 Şubat’ın failleri, kız çocuklarının
okulların kapısında akıttıkları gözyaşlarında boğulmuşlardır.
Darbe sonrası yaşanan kriz, ülkemizin çok değerli yıllarına mal olurken devlet ve
millet arasında çatışma çıkarmak isteyenler için zemin hazırlamıştır. Ancak aziz
milletimizin feraseti ve basireti ile çatışma beklentisi boşa çıkmıştır.
Birtakım siyasi mühendislik projeleri ile Türk siyasetini manipüle etmeye çalışan
28 Şubatçılara en büyük dersi 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimde “Yeter,
söz de karar da milletindir.” diyerek AK Parti’yi iktidara taşıyan milletimiz
vermiştir.
Aziz milletimiz, büyük ve güçlü Türkiye’yi hedef alan darbelere tıpkı 28 Şubat ve
15 Temmuz’da olduğu gibi her zaman dur diyecek ve taviz vermeyecektir.
Milletimizin her seçimde büyük teveccüh gösterdiği AK Parti, 12 Eylül başta
olmak üzere tüm darbe faillerinin yargılanmasını sağlamıştır. Yeni yönetim
sistemimizle siyasal yapımız güçlendirilerek vesayet tümüyle yok edilmiştir.
Böylece demokrasimiz, tarihindeki kara lekelerden kurtarılarak vatandaşlarının
eşit haklara sahip bir yapıya kavuşturulmuştur.
Bu duygularla ülkemizin demokrasisinde büyük yaralar açan 28 Şubat’ı 25.
yılında bir kez daha kınıyoruz. Siyasi mühendislik projeleri ile Türk siyasetini
manipüle etmeye çalışanlar şunu bilsin ki, Sayın Genel Başkanımız,
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bu güne kadar olduğu
gibi bundan sonra da, millet iradesinin saygınlığına asla gölge düşürmeyecek ve
demokrasimize yapılan her türlü müdahaleye en sert karşılığı aziz milletimizle
birlikte vereceğiz.