Aziz Milletimiz, medeniyet tarihi boyunca türlü fedakarlıklarla devlet
olarak kalmak uğruna birçok bedel ödemiştir. Bağımsızlığı uğruna her
şartta mücadele eden Milletimiz, hukukun ve demokrasinin vesayet altına
alındığı birçok dönemden geçmiş ve bu günlere gelmiştir. Vesayet, hüküm
sürdüğü her dönemde haksız ve hukuksuz olarak masum insanların kanına
girmiş, vatansever milletin evlatlarını postallarıyla ezmiştir.
Türkiye birçok kez darbelere maruz kalmıştır. Bu darbeler milletimizin
bünyesindeki demokrasi, ekonomi, insan hakları, sivil ve sosyal hayat
unsurlarına zarar vermiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde, hukukun askıya alındığı, toplumsal ve
siyasal düzene ilk darbe; 27 Mayıs 1960’ta, Başbakan Adnan Menderes ile
yol arkadaşlarının tutuklanması ve idam edilmesiyle gerçekleştirilmiştir. 27
Mayıs Darbesi, milli irade ile arasına perde çekenlerin demokrasiye,
vicdanlara, hukuka ve insanlığa yönelik ihaneti olarak hafızalarımıza
kazınmıştır.
1950 yılında dönemin tek parti hegemonyasını geride bırakarak milli
iradenin teveccühü ile iktidara gelen Adnan Menderes ve yol arkadaşları,
kısa zamanda ortaya koydukları yatırımlar ve hayata geçirdikleri projeler
ile Türkiye’yi bir adım ileri taşımışlardır. Milletimizin milli ve manevi
değerlerini Anadolu coğrafyasından silmeye çalışan CHP iktidarının
antidemokratik uygulamalarını rafa kaldıran merhum Menderes,
milletimizin bağrında büyük bir yara olan, tek parti rejiminin en büyük
ayıplarından Türkçe Ezanı uygulamasını kaldırarak Anadolu’nun Ezan-ı
Muhammedi’ye olan özlemini gidermiştir. Ülkenin ve milletin yararına
olan gidişatın önünü tıkamak isteyen vesayetçi odaklar çeşitli yalan ve
iftiralar ile 1960 yılında, vesayetin namlusunu Çankaya Köşkü’ne
çevirmişlerdir.
Millet iradesine savaş açan, milli ve manevi değerleri yok etmeye çalışan
zihniyet, demokratik yollarla seçilen yönetime antidemokratik yöntemlerle
el koyarak seçilmiş yöneticileri tutuklamış, tiyatrovari yargılamalar ile
masum insanları hukuk dışı şekilde darağacına göndermiştir. İdam
edilenler yalnızca Başbakan, Bakan, Milletin Vekilleri değil bilakis
demokrasi ve milli iradeye olan inançlarıyla Türk Milleti olmuştur.
Üzerinden yıllar geçse de vesayetçi odaklar varlığını devam ettirerek en
son 15 Temmuz’da da benzer bir senaryoyu devreye sokmaya
çalışmışlardır. Ancak Milletimiz darbeler ve darbeciler karşısında liderimiz
Recep Tayyip ERDOĞAN’ın kararlı duruşuyla bu kez millet iradesi üzerinde
tahakküm kurmak isteyenlerin oyunlarını bozmuştur. Millete ve hizmete
sevdalı kadrolar ile Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Recep Tayyip
Erdoğan liderliğinde Türkiye, 15 Temmuz’da demokrasi düşmanlarına en
büyük dersi vermiştir.
Adnan Menderes ve yol arkadaşlarının aziz hatıralarının yaşatılması amacı
ile milletin evlatlarının yargılanarak idam edildiği Yassı Ada, ismi
değiştirilerek “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” olmuş, darbeci, vesayetçi
odaklar ise tozlu raflara gömülerek tarih olmuşlardır. Adnan Menderes ve
yol arkadaşlarının aziz hatıraları burada yaşatılmaya devam edecektir.
Bu vesile ile; 27 Mayısların, 12 Eylüllerin, 28 Şubatların, 15 Temmuzların
Anadolu feraseti karşısında zavallı kalacağını, bu ülkede darbeler
döneminin artık kapandığını, her türlü vesayete karşı var olan
mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi belirtiyor; demokratik ve
müreffeh bir Türkiye’de yaşayabilmemiz için serden geçen Adnan
Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan başta olmak üzere tüm
demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
Demokrasimize ve irademize düşman olan şer odaklarını hiçbir zaman
unutmayacağız.
AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı