Prof. Dr. İbrahim Azboy, kalça sıkışması sendromunun (hip impingement) 20 ila 40 yaş arasındaki görülen ve kalça fonksiyonlarında kısıtlanma ile seyreden bir hastalık olduğunu belirterek, “Hastalar genellikle kasık ağrısı ve dize yayılan ağrıdan şikayetçidirler. Kalça sıkışması sendromu yaşayan hastalar uzun süre oturup ayağa kalktıktan sonra kasıklarında batma şeklinde ağrı tarif ederler. Zaman içerisinde aktivitelerde kısıtlanma ve kalça hareket açıklığında azalma görülür” ifadelerini kullandı.
“ZAMAN İÇERİSİNDE AKTİVİTELERDE KISITLANMA VE HAREKET AÇIKLIĞINDA AZALMA GÖRÜLÜR”
Dr. Azboy, çocukluk döneminde geçirilen femur başı epifiz kaymaları ve travmaların yanında yoğun ve aşırı atletik aktivitelerin de kalça sıkışması sendromunun nedenleri arasında yer aldığını kaydeden kalça sıkışma hastalığının genel olarak 20 ila 40 yaş arası genç erişkinlerde görüldüğünü ifade ederek, “Hastalar genellikle kasık ağrısı ve dize yayılan ağrı ile bize başvururlar. Zaman içerisinde aktivitelerde kısıtlanma ve hareket açıklığında azalma görülür” dedi.
“KALÇA SIKIŞMA SENDROMUNUN TİPİNE GÖRE TEDAVİ UYGULANMALIDIR”
Kalça sıkışma sendromunun tanısının radyografik incelemeler sonrası konduğuna değinen Prof. Dr. Azboy, şu bilgileri verdi:
“Direkt kalça grafisi ve yan grafide rahatsızlığı tespit etmek mümkündür. MR ile eklem kıkırdağının durumu ve labrum yırtıkları değerlendirilir. Tedavide ilk etapta kalça çevresi kasları güçlendirme, aktivite değişiklikleri ve eklem içi enjeksiyon uygulanır. Şikayetleri altı aydan uzun süre hastalarda femoroastebular osteroplasti ameliyatı başarılı sonuç almak mümkündür. Bu ameliyatta sıkışmanın nedenine yönelik tadavi yapılır. Örneğin tümsek tipi sıkışmada femur boynundaki tümseklik alınarak femur boynunun kavisi yeniden oluşturulurken, pincer tipi sıkışmada ise asetabulumun kenarı tıraşlanarak derinlik azaltılır. Labrum yırtıkları varsa aynı seansta onarım yapılır. Kalça sıkışması ameliyatından sonra hastaların ağrıları dinmekte kalça hareket açıklıkları artmakta ve birkaç ay içinde aktivitelerine yeniden dönebilmektedirler.”
“SPOR YAPARKEN SINIRLARI ÇOK ZORLAMAYIN”
Prof. Dr. İbrahim Azboy, kalça sıkışma hastalığı olan hastaların kalça eklemlerini zorlayacak tarzda sporlardan kaçınmalarını belirterek, “Hastalar uzun süre oturup ayağa kalktıktan sonra kasıklarında batma ve takılma şeklinde ağrı tarif ederler. Kalça sıkışma sendromunun üç tipi bulunmaktadır. Tümsek tipi (Cam) femur dediğimiz uyluk kemiğinin boyun kısmında meydana gelen kemik çıkıntısının asetabulum dediğimiz yuvanın ön tarafına çarpması şeklinde görülür. Kıskaç tipi (Pincer) sıkışmada ise asetabulum dediğimiz yuvanın femur başını fazla örtmesi ile meydana gelir. Bu iki tip sıkışma birlikte olduğunda bu duruma kombine sıkışma denir” ifadelerini kullandı.