Sahada inceleme yapan ekip, inşaat sırasında 6 santimlik taşların kullanıldığına dikkati çekti. Betondaki demirlerin türünün de binanın dayanıklılığında kritik rol oynadığı hatırlatıldı.
6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler büyük yıkımlara neden oldu.
Enkaz kaldırma çalışmalarının sürdüğü bölgede diğer taraftan yeniden inşa faaliyetleri devam ediyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekiplerinin yanı sıra İngiltere’den mühendisler bölgede araştırmalarda bulunuyor.
İngiltere’den araştırmacılar sahada
Deprem Mühendisleri Saha Araştırma Ekibi (EEFIT), yıkımın boyutunu incelemeye ek olarak jeolojik çalışmalar da yürütüyor.
BBC’nin haberine göre, halihazırda elde edilen veriler, yıkılan bazı binaların inşaatlarında düşük kaliteye işaret ediyor.
6 santimlik taşlar tespit edildi
Akademisyenlerden ve ilgili alanda uzman isimlerden oluşan ekip, elde ettikleri verileri, depremden dersler çıkarmak ve binaları daha dayanıklı hale getirmek amacıyla Türk ekipleri ve diğer yapı mühendisleri tarafından yürütülen araştırmalarla birleştirecekler.
Adıyaman’da çöken bir binadan alınan beton numunelerinde 6 santimetre uzunluğunda taşlar saptandı. Taşların, yakınlardaki bir nehirden alınarak beton dökmek için kullanıldığı belirlendi.
“Sağlam olan binalar, yıkılanlar kadar önemli”
Cambridge Üniversitesi Yapılı Çevre Risk Merkezi Direktörü ve ekip üyesi Profesör Emily So, “Tek bir binanın anlık görüntüsüne bakmak yerine bütün resmi elde etmek önemli.” dedi ve devam etti:
Hâlâ sağlam olan ve mükemmel performans gösteren binaların başarısı, yıkılan komşu binalar kadar önemli. Bu dağılıma ve genel bakışa sahip olmak, depremden öğrenebileceklerimizin anahtarıdır.
“Betonun mukavemeti üzerinde ciddi etkileri var”
Profesör So, söz konusu 6 santimetrelik taşlara ilişkin, “Betonun mukavemeti üzerinde bazı ciddi etkileri var.” ifadesini kullandı.
Öte yandan, dayanıklılığı artırmak üzere betonun içindeki gerekli demirlerin nervürlü yerine pürüzsüz olduğuna dikkat çekildi.
Modern binalar da eski binalar gibi çöktü
Bu da betonun demirlere yapışmadığı ve yapıyı zayıf hale getirdiği anlamına geliyor. Haberin devamında şöyle denildi:
Türkiye’de birçok eski bina deprem sırasında çöktü, ancak bazı modern binalar da yıkıldı. 1999’da meydana gelen büyük depremin ardından yeni yapı yönetmelikleri uygulandı. Yeni binaların daha iyi durumda olması gerekiyor.
Temel tasarım vurgusu: Hasara izin verir
Türkiye’ye araştırmacı gönderen tasarım ve mühendislik şirketi Arup’un sismik ekibinin başındaki Ziggy Lubkowski, “Binaları tasarlarken yapmaya çalıştığımız şey, can kayıplarını önlemek.” hatırlatmasında bulundu:
Temel tasarım ilkesi, bina içinde bir tür hasara izin vermektir. Bu hasar, depremin enerjisini emer ve binanın dik durmasını, yani çökmemesini sağlar.