Çocukluk çağı kanserlerinin %30’unu lösemiler (kan kanserleri), kalan %70’ini de lenfoma ve
solid tümörler (organ ve çeşitli dokulardan gelişen kanserler) oluşturmaktadır. Çocukluk yaş
döneminde sıklıkla görülen kanser türleri, dağılımları, tedaviye yanıt oranları ve uzun sureli sağ kalım
açısından erişkin yaş grubunda görülen kanser türlerine göre farklılıklar göstermektedir.
Akut lösemi çocukluk çağının en önemli hastalıklarından biridir. En sık rastlanan çocukluk
çağı kanseri olması yanında 15 yaşın altında önde gelen ölüm nedenlerindendir. Akut lösemide tanı ve
tedavi uygulamalarındaki yenilikler, destek tedavilerinin gelişmesi ve daha etkili ilaç birlikteliklerinin
uygulamaya girmesi gibi son yirmi yıldaki gelişmeler; hastaya özgü tedavilerin seçilebilmesini ve
daha uzun süre yaşama şansı verirken diğer yanda daha az kemoterapi toksisitesi sağlamaktadır. Bazı
lösemi tiplerinde hasta çocukların %80-90’ı tekrarlama olmadan, 5 yıl süre ile sessiz kalabilmekte ve
bu hastaların tamamen iyileşme ile sonuçlandığı söylenebilmektedir.
Çocukluk yaş grubunda Lösemi, başlangıç evresinde bulgu verebileceği gibi ender olarak ilk
dönemlerinde bariz bulgu vermeden de seyredebilir.
Lösemi belirtileri şu şekilde sıralanabilir; Kansızlık (anemi), Enfeksiyonlara yatkınlık, sık
hastalanma, yüksek ateş, Çeşitli kanamalar (burun kanaması, diş eti kanamaları, cilt altı kanaması
gibi), ciltte sık sık çürük/morluk oluşumu, kesik oluştuğunda kanamanın güçlükle durdurulması,
İştahsızlık, kilo kaybı, Dalak ve/veya karaciğerde büyüme, Lenf düğümlerinde şişlikler (ciltte ele
gelen yumrular), Halsizlik, solukluk, çabuk yorulma, çarpıntı, Kemik ve eklemlerde ağrılar, şişlik ve
hareket kısıtlılığı, Çocukluk çağı kanserlerinin genetik nedenleri kanserli çocukların yalnızca küçük
bir kısmında geçerlidir.
Lösemileri erken saptamanın en iyi yolu, söz konusu hastalığın olası belirtilerini gözden
kaçırmamaktır. Dolayısıyla ebeveynlerin farkındalığının artması hayat kurtarıcı rol oynamaktadır.
Erken teşhis edildiğinde, löseminin de etkili tedaviye yanıt verme olasılığı daha yüksektir ve daha
yüksek hayatta kalma olasılığı, genellikle daha az maliyet ve daha az tedavi protokolü ile sonuçlanır.
Tanı, esasen hastanın şikâyet ve muayene bulguları değerlendirilirken lösemi ihtimalinin göz önünde
bulundurulmasına dayanır.
Çocukluk çağı lösemilerinin en sık başvuru bulgularının, hastayı ilk gören hekim tarafından
bilinir olması hastanın vakit kaybetmeden tanı ve tedaviye ulaşmasını sağlamada en önemli faktördür.
Erken tanı 3 bileşenden oluşur;
Ailelerin ve birinci basamak sağlık hizmeti sağlayıcılarının hastalığın belirtilerine ilişkin
farkındalığı,
Doğru ve zamanında klinik değerlendirme, tanı ve evreleme (kanserin ne ölçüde yayıldığının
belirlenmesi)
Hızlı tedaviye erişim için bilgilendirme ve yönlendirme.
Çocuklarda lösemi tedavisi, ülkemizde Genel Sağlık Sigortası kapsamında olup ücretsiz
yapılmaktadır.
Tüm çocuklarımıza lösemiden uzak sağlıklı bir gelecek dilerim.
Uzm.Dr.Serkan Kadir KESKİN
İl Sağlık Müdürü
AKCİĞER KANSERİ FARKINDALIK AYI (1-30 KASIM 2023)
Kanser, dünyada sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklardan sonra ikinci ölüm
sebebi olması açısından önemli bir sağlık problemi olup toplumlarda ciddi sosyoekonomik yüke yol açmaktadır.
Akciğer kanseri, dünya çapında çok sayıda ölüme neden olan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Dünya
Sağlık Teşkilatı 2020 yılı verilerine göre, dünya genelinde erkekler arasında en sık görülen kanser türü akciğer
kanseri iken kadınlarda 3. sırada yer almaktadır. 2020 yılında dünyada 2.2 milyon yeni vakanın ortaya çıktığı ve
Akciğer kanserine bağlı 1.8 milyon ölümün gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde son dönemde
sigara içme oranındaki düşüşe bağlı olarak bu oranın azaldığı gözlenmektedir.
Türkiye Kanser İstatistikleri 2018 yılı Raporuna göre, Türkiye’de erkeklerde en sık görülen kanser türü
akciğer kanseri iken kadınlarda akciğer kanseri 5. sırada yer almaktadır. Ülkemizde erkeklerde tütüne bağlı
kanserler önemini korumaya devam etmektedir. Ancak son yıllarda kadınlarda da akciğer kanseri görülme
sıklığında artış söz konusudur. Hastalık 40 yaş üstü bireylerde daha sık görülmektedir ve genellikle ileri
evrelerde teşhis edilmektedir.
Akciğer Kanseri Risk Faktörleri;
Akciğer kanserlerinin yaklaşık %90’ı tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı ile oluşmaktadır. Dolayısıyla
sigara içiminin engellenmesiyle akciğer kanserlerinin %90’a kadar önlenebileceği tahmin edilmektedir. Akciğer
kanseri için diğer risk faktörleri arasında; pasif içicilik (sigara), akciğer kanseri yönünden aile öyküsünün varlığı,
radon/asbest gibi kimyasallara maruziyet, arsenik gibi endüstriyel ürünlere maruziyet, radyasyon maruziyeti,
bazı organik kimyasallar, hava kirliliği, HIV enfeksiyonu ve tüberküloz yer almaktadır.
Akciğer Kanseri Belirtileri;
Genellikle Akciğer kanserinin neden olduğu bulgu ve şikâyetlerin ortaya çıkması gecikebilir ve hastalık
ileri evreye gelinceye kadar fark edilemeyebilir. Başka bir rahatsızlık ya da kontrol için çekilen akciğer
grafisinde görülebilir.
En sık izlenen belirtiler;
Geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük,
Öksürürken kan veya kanlı balgam çıkarmak,
Derin nefes alırken, öksürürken veya gülerken kötüleşen göğüs ağrısı,
İştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı,
Ses kısıklığı,
Nefes darlığı,
Sürekli tekrarlayan veya geçmeyen bronşit ve/veya zatürre gibi akciğer enfeksiyonlarıdır.
Toplumsal ve bireysel farkındalık ile akciğer kanseri sıklığının azaltılabileceği unutulmamalıdır.
Akciğer kanseri riskini azaltmanın en iyi yolu sigara içmemek ve pasif içicilikten kaçınmaktır.
Sigaradan uzak durun!Akciğer kanseri riskinizi azaltın.
Uzm. Dr. Serkan Kadir KESKİN
İl Sağlık Müdürü