Emekli olan 58 yaşındaki Recep Yıldırım, memleketi Tunceli’nin Çemişgezek ilçesine yerleşerek, kamu desteği almadan sera kurarak sebze üretimine başladı. Üretime devam eden Yıldırım, serada çalıştıracak işçi bulamıyor.
Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde marketler, sebze ihtiyacını 65 kilometre uzaklıktaki Elazığ’dan toptancılar vasıtasıyla sağlanıyor.
Amasya, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde emekli olan 58 yaşındaki Recep Yıldırım, memleketi Tunceli’nin Çemişgezek ilçesine yerleşerek, kamu desteği almadan sera kurarak sebze üretimine başladı.
Yurdun farklı illerinden tedarik ettiği fideleri kendi emeğiyle oluşturduğu serasında yetiştirmeye başlayan Yıldırım, profesyonel bir sistemle kurduğu serasında çalıştıracak eleman problemi yaşıyor.
İyi tarım uygulamaları standardına uygun, ilaç kalıntısı olmadan, insanlara daha sağlıklı ve taze ürün tüketme imkanı sağlamak isteyen Yıldırım, üretim yapmak isteyenlere de gönüllü danışmanlık yapmak istiyor.
Üretimin ülke ekonomisine katkısını düşünerek, hem vatandaşlara daha ucuz sebze yetiştirebilmek hem de üretimi özendirici yapmak amacıyla başlattığı çalışmayla, büyük bir emekle diktiği fideler ilk meyvelerini vermeye başladı.
”Örnek olsun diye üretime başladım’’
Çemişgezek ilçe merkezinde sera kuran 3 çocuk babası Recep Yıldırım, çalışacak işçi bulamamasına rağmen, kendi imkanlarıyla meşakkatli çalışmalarını sürdürüyor.
Kendi emekleriyle oluşturduğu serada, ürettikleri ürünlerle ilçe ve dolayısıyla ülke ekonomisine katkıda bulunmaya devam edeceklerini aktaran Recep Yıldırım,
58 yaşındayım. Amasya Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğünden emekli oldum. Emekli olduktan sonra memleketim olan Çemişgezek’e gelerek buraya yerleştim. Çevreme üretimle ilgili örnek olsun diye sera işine başladım. Demir ustalığı, işçiliği de dahil olmak üzere, tamamıyla kendi imkanlarımla yapmış olduğum bir sera kurdum. Türkiye’nin farklı vilayetlerinden Antalya, Amasya, Tokat’tan domates ve salatalık fideleri getirerek diktim. Üretimimiz devam ediyor. Salatalıklarımızı toplamaya başladık. Kısmet olursa domateslerimiz de 40 – 45 gün içinde kızarmaya başlayıp yetişecek. Bu işe başlamamın bir sebebi de yöre halkımızın domates ve sebze teminini Elazığ’dan temin etmesidir. Üretimin burada olabileceğini de göstermek istedim. Üretimin tamamen yerli imkanlarla ve organik şartlarda yapılabileceğini de göstermek istedim. Bundan dolayı bir eğitimim var. İnşallah insanlarımız bir şeyleri görür, bir şeyleri öğrenir. Bir şeyleri yetiştirme peşine düşer diye düşündüm. İnşallah insanımız emekli olduktan sonra evinde koltuk üstünde oturmaz, kahve köşelerinde gezmez.
dedi.
”İşçi bulamıyoruz”
Memlekette işçi sıkıntısı olduğunu kaydeden Yıldırım,
Yani işçi bulamıyoruz. Üç çocuğum var, eşim de dahil. Ailemdeki beş kişi, hepimiz üniversite mezunuyuz. Kendim endüstriyel elektronik ve kamu yönetimi mezunuyum. Ankara Ulus Makine 1984 Makine Teknik Lisesi mezunuyum. Ailemde herkes kendi işinde. Ama işsiz insanların da bir işler yapması, bir kazanç sağlaması için bu işe giriştik. Vatandaş gelsin üretileni yerinden alsın. Yani bizden on liraya alınan mal, yirmi, yirmi beş liraya piyasalarda satılıyor. Gelsin vatandaş on liraya buradan alsın. En azından halka bir hizmetimiz olsun. Yani ucuz fiyata, ucuz mahsul, organik mahsul tüketsinler. Bu işe gönül vermek isteyen, bu işten, üretimden para kazanmak isteyenlere de gönüllü danışmanlık da yapabilirim. Çünkü ekonomimizin düzelmesi, halkın kendi üretimini kendi yapması, kendi ihtiyaçlarını ucuza karşılamasından geçer. İnsanlar üretime destek olsun. Bizim işimiz inşallah insanlara iyi örnek olur. diye konuştu.
Çemişgezek ilçe merkezinde dalından satışa sunulmayı bekleyen ürünler, vatandaşların da ilgisini çekiyor.