Mısır’da korkunç bir olay meydana geldi. Yasa dışı tarihi eser kazıcılığı işi yapan sahte ‘şeyhler’ 8 yaşındaki bir çocuğun ellerini keserek öldürdü. Şeyhlerin antik mezarı açtırmak için gereken insan kanını temin etmek için 8 yaşındaki çocuğu öldürdüğü öğrenildi. Ülkede şok etkisi yaratan haber sonrası ölen çocuğun akrabası olan üç erkek kardeşi gözaltına aldı.
Mısır’da elleri kesilerek öldürülen 8 yaşındaki bir oğlan çocuğunun cansız bedeninin bulunması ülkede şok etkisi yarattı ve öfkeye neden oldu. Olayı araştıran savcılar, cinayetin yasa dışı tarihi eser kazıcılığı ile ilgili olduğunu öne sürdü. Babası Abu El Vafa dört gündür kayıp olan çocuğu Muhammed’in cesedini Yukarı Mısır’da bulunan Asyıt şehrindeki bir tarım arazisinda buldu.
MADEN ARAYICISINA ÇOCUĞUN ELLERİNİ VERECEKLERMİŞ…
Polis cinayetle ilgili çocuğun akrabası olan üç erkek kardeşi gözaltına aldı. Savcılığın paylaştığı açıklamaya göre, şüphelilerden ikisi, yasa dışı bir kazıda antik Mısır hazinelerine ulaşmak isteyen bir maden arayıcısına çocuğun ellerini satmak için cinayeti işlediklerini söylediler.
“HER GÜN AĞLIYORUM”
BBC Arapça Servisi’ne konuşan Abu El Vafa, “Oğlum Muhammed’le tüm anılarımı hatırlıyorum. Ne zaman yalnız kalsam ağlıyorum ve bu duruma dayanamıyorum. Her gün işten dönmemi beklerdi” diye anlatıyor.
Baba El Vafa, oğlu Muhammed’e kötü bir şey olabileceğini düşünmediğini çünkü “köydeki herkesin onu çok iyi tanıdığını” söylüyor.
El Vafa, “Polis soruşturması sonrası, oğlumun kendi kuzenleri tarafından, onunla oyun oynayan, hatta kaybolduğunda benimle beraber onu arayan akrabalarım tarafından öldürüldüğünü öğrendiğimde beynimden vurulmuşa döndüm” diyor.
HALK ÖFKE KUSTU
Cinayet Mısır’da sosyal medyada da büyük bir infial yarattı.
Birçok kişi caydırıcı olması için suçluların ağır şekilde cezalandırılması çağrısında bulundu.
Bazıları ise ebeveynleri, çocuklarının kimlerle vakit geçirdiğini takip ederek onları daha iyi korumaları yönünde uyardı.
BENZER SUÇLAR ÖNCEDEN DE İŞLENDİ
Mısır’da geçtiğimiz yıllarda başka benzer suçlar da işlendi.
Eylül 2021’de resmi gazetelerde, Yukarı Mısır’daki bir köyde genç bir adamın öldürüldüğü ve uzuvlarının kesildiğine ilişkin haberler yer aldı.
Yerel basındaki haberlere göre, genç adamın amcası, yengesi ve kuzenleri cinayeti işlediklerini itiraf ederek, gencin cansız bedenini, antik mezarlardan birinin açılması için bir ruha kurban ettiklerini söyledi.
2023’te de Gize’de bir kıza babasının gözü önünde tecavüz edildi ve suçlu adam Gize Suç Mahkemesi’ne sevk edildi. Şüpheli adam, evinin altındaki bir antik mezarı açmak için bir cin tarafından verilen emre itaat ettiğini öne sürdü.
Kızın babası tutuklandı ve hapishanede öldü. Şüpheli de bundan aylar sonra, hapis cezası verilmesinden birkaç gün önce öldü.
ŞEYHLER HAZİNE İÇİN ÇOCUK KANINA İHTİYAÇ DUYUYOR
Antik Mısırlılar, hırsızlıktan korumak amacıyla mezar yerlerini gizli tutuyordu. Mısır’da antik hazineleri bulmak isteyenler tarafından insan hayatlarının feda edilmesi yaygın bir suç.
Mezarların, büyüleri bozmak için orada olan “şeyhlerin” önünde açılması gerektiğine dair bir inanış var.
Şeyh olduğunu iddia eden bu insanlar, antik mezarın koruyucusu olan ruhu çağırdıklarını öne sürüyorlar. Bunun karşılığında yüklü miktarda para ve kan feda edilmesini istiyorlar. Çoğu zaman bu bir hayvanın kanı oluyor ancak bazı “şeyhler” insan kanının, hatta “çocuk” kanının gerektiğini iddia ediyor.
‘MISIR UYGARLIKLARINDA BİR KARŞILIĞI YOK’
Antik Mısır uygarlıkları üzerine çalışan Kahire Üniversitesi’nden arkeoloji profesörü Dr. Ahmed Badran, bu suçların daha çok Yukarı Mısır’da, tarihi eser bularak hızlı yoldan zengin olmayı hayal edenler tarafından işlendiğini söylüyor.
Badran, “dolandırıcı şeyhler” adını verdiği bu kişilerin, evlerinin altında hazine ya da mezar olduğuna ikna ettiği bazı insanlara, muhafız ruh ya da “cinin” ancak insan kanı karşılığında mezarın kapısını açacağını söylediğini belirtiyor.
“Antik Mısırlılar hırsızlardan korumak için içinde hazine olan mezarları saklarlardı, ancak bu mezarları korumak için cin ya da ruhlardan yararlandıkları doğru değil” diyen Badran, tüm bilimsel ve arkeolojik kazıların “kan dökülmeden ve kurban verilmeden” gerçekleştirildiğini vurguluyor.
Badran, halk arasında farkındalığın yükseltilmesi, daha katı cezalar getirilmesi ve sahte şeyhlerle mücadele edilmesi; medyanın da bu konuyu öne çıkarması çağrısında bulunuyor.