Milyonlarca insanı etkileyen kanser türleri her yıl çok sayıda insanı hayattan koparıyor. Kanser hastalığına dair önemli açıklamalarda bulunan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Sinan Sayır, “Erken tanı hayat kurtarıcıdır. Semptom olduğu zaman daha erken gelmeli, beklememeli. Hastanın birini zorla getirdiler, memesindeki kitle artık baya dışarı doğru büyümüş. Evre 4 boyutta geldi, halbuki memesindeki kitleyi biliyormuş. Herhangi bir lezyon ile karşılaşılıyorsa mutlaka bir uzmana başvurulmalı” dedi.
karşı bilgilendirirken erken tanının önemini her fırsatta vurguluyor. Silivri Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Sinan Sayır da kanser türlerine ilişkin konuşurken erken tanı ve tarama programlarının önemine dikkat çekti. Op. Dr. Sayır, sigaranın birçok kanserde başrol olduğunu söylerken kişilerin şikayetlerine kulak vermesi gerektiğini aktardı.
“SİGARA BİRÇOK KANSERDE EN ÖNEMLİ FAKTÖRLERDEN BİRİ”
Kanserde erken tanının büyük önem taşıdığına dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Sinan Sayır, “Kansere neden olan genetik etkenlerin dışında çevresel etkenler de çok fazla, obezite bunlardan biri. Akciğer, mesane kanserleri için sigara, kimyasal gıdaların kullanımının artması. Sigara birçok kanserde en önemli faktörlerden biridir. En önemli önerim; birincisi sigarayı kullanmamaları, ikincisi toksik içeriği olan, kimyasal bileşeni fazla olan gıdalardan ziyade daha doğal gıdalarla beslenmeleri, üçüncüsü tanı yöntemlerinin daha fazla kullanılması.
Erken tanı özellikle meme kanserinde gerçekten önemli ve hayat kurtarıcıdır. En sık görülen kanser türlerinden akciğer kanseriyle ilgili geçmeyen öksürüğü, balgamı, geçmeyen kanlı balgamı, göğüs ağrıları, zayıflama durumu, sigara kullanım öyküsü olan insanların mutlaka bir uzmana başvurması gerekmektedir. Erken bir tanı kitlenin daha küçük metastatik bir boyuta gelmeden yakalanması tedavisini çok daha iyi yapılabilir hale getirir. Sindirim sistemi kanserleri de çok ciddi önem arz etmektedir. Halk arasında şöyle bir şey var; bıçak vurunca yayılır, bu doğru bir şey değil.
Uygun şartlar ve koşullarda her kanser türüne uygun zamanda müdahale edilmeli. Dokunmadığınız lezyon daha da büyüyüp ilk önce komşu lenf bezlerine sıçrar sonra bütün vücutta, karaciğer, akciğer, kemik, beyin gibi organlara yayılarak metastaz yapar artık tedaviye yanıt veremeyecek boyuta gelebilir. Otlar zarar verebilir ya da hiçbir şey yapmayıp mevcut lezyonla kendiliğinden giderek büyüyebilir. Kontrol altına alınamayacak bir hal alabilir. Koruyucu hekimlik çok önemli, kansere sebep veren faktörlerden uzak durulması gerekir ” dedi.
“EVRE 4 BOYUTTA GELDİ”
Kişilerin şikayetlerini önemsemesi gerektiğini belirten Op. Dr. Sayır, “Akciğer kanseri için sigara veya kolerektal, mide, mesane, prostat, meme hepsi için sigara kullanımının en aza indirilmesi, kullanılmaması gerekir. Obezite meme kanserlerinde en önemli faktörlerden birisidir. Kolerektal, kalın bağırsak kanserlerinin nedenlerinden biri de obezite, uzak durulması gerekir. Semptom olduğu zaman daha erken gelmeli, beklememeli. Mesela anal bölgesinde kanaması olan bir insan kabızlık, karında şişkinlik eşlik ediyor, ailesinde kanser öyküsü varsa bir uzmana daha erken başvurması gerekmekte ve taramaların daha erken yapılması gerekmektedir.
Daha bir hafta önce ameliyat ettiğim bir hasta, kalın bağırsak tümörü farkında varmamış, karında ara ara şişkinlik şikayetleriyle gelmiş. En son artık o tümör kalın bağırsağı tamamen tıkamış, yukarı kısmında da şiddetli bir genişlemeye yol açmış. En son da bağırsak delinmiş. Bu hasta kabızlık, makattan kanama gibi şikayetleri hissettiği zamanlar ki şikayetleri oluyormuş, gelmemiş.
Olduğu zaman erken gelseydi ameliyat belki bu kadar agresif olmazdı. Memeyle ilgili, hastanın biri zorla getirdiler, gelmek istemiyormuş, göğsündeki kitle artık baya dışarı doğru büyümüş. Geldiğinde yaptığımız tetkiklerde hem lenf bezlerine hem kemiklere metastatik geldi.
Artık bizim yapabileceğimiz bir şeyden önce onkolojinin bakması lazım. Evre 4 boyutta geldi, halbuki bu hasta memesinde kitlenin olduğunu önceden biliyormuş. Küçük bir lezyonmuş önceden gelseydi bir ultrason, mamografi gerekirse biyopsi sonucuyla tanıyı erken koysaydık gerekli cerrahi ve onkolojik tedavisi yapılmış olsaydı belki de kür olurdu ki böyle çok sayıda hastamız var. Her kadının düzenli olarak 20 yaşından itibaren memesini sürekli muayene etmesi gerekiyor.
Herhangi bir lezyon ile karşılaşıyorsa mutlaka bir uzmana başvurması gerekmektedir. 40 yaşından sonra her kadının yılda bir mutlaka mamografi yılda bir ultrasonla periyodik aralıklarla kontrole gelmesi lazım. Utanılacak bir şey yok, yoksa kanser çok daha farklı ileri bir boyuta gelebiliyor. Meme kanseri, kadınlarda her 10 kişiden birinde yaşamı boyunca görülebilme ihtimali olan bir kanser türüdür.” şeklinde konuştu.