Marmara Denizi’ni esir alan müsilaj, şimdi de Ege kıyılarına ulaştı! Türkiye’nin en önemli turizm bölgelerinden Bozcaada ve Gökçeada açıklarında, denizin 7-8 metre derinliğinde müsilaj tespit edildi. Son haftalarda Çanakkale Boğazı ve Mudanya kıyılarında da yüzeyde müsilaj öbeklerinin ortaya çıkması endişeleri artırırken, ilkbaharda Marmara için ekolojik yıkım uyarısı yapıldı. İşte detaylar…
Marmara Denizi’nde büyük bir çevre sorunu haline gelen müsilaj, Ege kıyılarına da sıçradı. Türkiye’nin gözde turizm bölgelerinden Bozcaada ve Gökçeada açıklarında, denizin 7-8 metre derinliğinde müsilaj tespit edildi. Uzmanlar, ilkbaharda Marmara için ekolojik yıkım riski konusunda kritik uyarılarda bulunuyor.
Son haftalarda Çanakkale Boğazı ve Mudanya kıyılarında da yüzeyde müsilaj öbeklerinin görülmesi endişeleri artırırken, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, durumun ciddiyetine dikkat çekti.
“MARMARA DENİZİ’NDE NE OLUYORSA EGE DENİZİ’NDE DE AYNI OLACAK”
Prof. Dr. Sarı, “Bozcaada ve Geyikli hattında Çanakkale Boğazı’nın akıntısı yavaşlıyor. Marmara Denizi’nden taşınan tüm müsilaj Babakale’ye varmadan etkisi bitiyor ancak Gökçeada, Bozcaada ve Tevekli İskelesinde yüzeyin altında müsilaj öbekleri oluşmuş durumda. Müsilaj akıntı yönüne göre Saros Körfezine kadar ulaşıyor. Kaldı ki, geçtiğimiz 23 Aralık tarihinde Çanakkale Boğazı Kumkale dalışında yüzeyden 8.5 metreye kadar müsilaj saptanmıştı” dedi.
“BOZCAADA’DA AĞLARDAN MÜSİLAJ ÇIKIYOR”
Müsilaj tehdidinin 4 aydır gündemde olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Sarı, “Yüzeye çıkmadığı sürece müsilajı görmüyoruz. Dilimde tüy bitti! Müsilaj yüzeye çıkmadığı sürece dikkat çekmiyor ancak, Geyikli -Bozcaada hattındaki deniz çayırlarını üzeri müsilajla kaplı. Marmara Denizi’ndeki yıkımın kuzey Ege kıyılarında olmasından endişeliyiz. Balıkçıların ağlarından bile müsilaj çıkıyor. Türk turizmi yaz dönemi kirlilik nedeniyle yara alır. Uyarmaktan dilimizde tüy bitti ancak suya konuşuyoruz” diye konuştu.
“MARMARA DENİZİ KİRLİLİK YÜKÜNÜ KALDIRAMIYOR”
Prof. Dr. Sarı, arıtma sistemlerinin vakit kaybetmeksizin tam kapasite çalıştırılması gerektiğinin de vurgularken, şöyle konuştu: “Marmara Denizi, 30 milyonu aşan nüfusun kirlilik yükünü kaldıramıyor. Deniz suyu sıcaklığındaki aşırı artış da müsilajın nedenlerinden. Marmara Bölgesinde en iyi ihtimalle evsel atıkların yüzde 51’i arıtılıyor. Fabrikalar ise zehir kusuyor. Marmara’daki fabrikaların yüzde 70’i atıklarını arıtmadan denize boca ediyor. Kimse günahsız değil.”
“SANAYİ TESİSLERİ DENETLENMELİ, EN AĞIR CEZA UYGULANMALI”
Prof. Dr. Meriç Albay ( İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi)
“Marmara Denizi’nin 50 yıldır evsel ve endüstriyel atıklarla kirletiliyor. Acil önlem alınmazsa 2021’deki görüntülerin benzeri kaçınılmaz olacak. Mayıs ayından itibaren Marmara Denizi’nin yüzeyinden 20 metre derine kadar örümcek ağı gibi müsilaj öbekleri göreceğiz. Marmara Denizi adeta foseptik haline geldi. Tüm belediye ve sanayi tesisleri arıtma tesislerini çalışır hale getirmeli. Sanayi tesisleri denetlenmeli ve çevreyi kirletenlere en ağır cezai yaptırımlar uygulanmalı.”
“EGE DENİZİNDE MÜSİLAJ ÖBEKLERİ OLUŞMAYA BAŞLADI”
Dr. Erol Kesici (Türkiye Tabiatını Koruma Derneği)
“Sürekli Marmara ve İstanbul Boğazındaki köpüklenmeye dikkat çektik. Marmara Denizi’nde dip taramaları yapılarak, atıkların eksiksiz şekilde arıtılması gerekir. Gerekli önlemler alınmazsa Nisan ayından sonra 2021’den daha kötü bir tablo görürüz. Daha da vahimi Ege Denizinde de artık müsilaj öbekleri oluşmaya başladı.”
