Öncelikle yazıma başlamadan belirtmek istediğim birkaç husus var. Akademik bir yazıdan ziyade anlaşılabilir olmak gayesiyle kaleme alacağım. Enflasyon en basit anlamda satın aldığımız mal ve hizmetlerde belirli zaman aralıklarında meydana gelen fiyat artışıdır. Genele yayılan mal ve hizmet sepetinde meydana gelen fiyat artışıdır. Hatta iktisadi çevrede fiyatlar genel seviyesinin sürekli olarak artışı olarak kabul edilir. Arz ve maliyet kaynaklı yahut talep kaynaklı olarak karşımıza çıkar.
Arz Enflasyonu
Enflasyon, mal ve hizmetlerde meydana gelen fiyat artışıdır. Bir ekonomide talep sabit iken arzın düşmesi sonucu, üretilen mal ve hizmetlerin nicelik olarak düşmesi ve bunun neticesinde arz talep dengesinin bozulmasıyla ortaya çıkar. Sonuç itibariyle mal ve hizmetlerin fiyatları artar. Genellikle tedarik zincirinde meydana gelen aksaklıklar, olağanüstü durumlar, savaşlar ve sıkı regülasyon ortamlarında meydana gelir.
Talep Enflasyonu
Enflasyon, mal ve hizmetlere olan talep artışından kaynaklanmaktadır. Bu teori, “çok az mal çok fazla para” olarak özetlenebilir. Diğer bir deyişle, talep arzdan daha hızlı büyüyorsa fiyatlar artacaktır. Bu genellikle hızla büyüyen ekonomilerde görülür.
Maliyet Enflasyonu
Enflasyon, şirketlerin üretim maliyetlerinin arttığı zamandır. Bu olduğunda, kar marjlarını korumak için fiyatları artırması gerekiyor. Artan maliyetler, ücretler, vergiler veya artan doğal kaynak veya ithalat maliyetleri gibi şeyleri içerebilir.
Para Enflasyonu
Enflasyon, ekonomideki aşırı arzdan kaynaklanmaktadır. Diğer herhangi bir meta gibi, fiyatların da arz ve talepleri belirlenir. Çok fazla arz varsa, o şeyin fiyatı düşer. Eğer bu şey para ise, çok fazla para kaynağı paranın değerini düşür. Sonuç bu her şeyin fiyatının yükselmesi demektir.
Enflasyon artışı yukarıda da ifade ettiğimiz gibi bir mal sepetinde yer alan fiyatlar üzerinden yapılan değerlendirmede ortaya çıkan sürekli bir fiyat artışının gözlemlenmesi durumudur. Yani mal sepetindeki bir grup malın fiyatı artış gösterirken, bir grup malın fiyatı düşüş gösteriyor olabilir. Bu durumda mal sepetindeki bu fiyat değişimlerinin genele olan etkisi artış ya da azalış yorumunu ortaya çıkarmaktadır. Eğilim artış yönünde ise artıştan söz etmek mümkünken azalış yönünde ise azalıştan bahsedebiliriz. Ancak bu artışın tek bir sefer veya aralıklarla gerçekleşiyor olması da enflasyon artışı olarak değerlendirilmemektedir. Artışın üst üste dönemlerde gerçekleşerek bir trend yakalaması gerekmektedir. Ancak böyle bir durumda enflasyon artışından söz etmek mümkündür. Aynı durum enflasyonun düşmesinde de aynıdır. Süreklilik ve genellik arz etmesi gerekir. Enflasyon oranının pozitif olması, fiyatların artış eğilimini ifade etmektedir. Ancak enflasyon halen sıfırın üzerinde iken azalış göstermesi mümkündür. Örneğin %10 olan oran %9’a düşebilir. Bu fiyatların azalması anlamına gelmemektedir. Bazı ürünlerin fiyatları artarken de bu durum ortaya çıkabilir çünkü halen enflasyon sıfırın üzerindedir ve fiyatların artması durumu söz konusudur. Bu şekilde bahsettiğimiz bir oran azalışı fiyatların yükselme hızının düşmesini ifade etmektedir ki bu durumda enflasyon halen vardır.
Enflasyonun düşmesi; fiyatların düşmesi, insanların alım gücünün artması, gelirlerinin yükselmesi demek değildir. Enflasyonun düşmesi, fiyatların daha az artması, insanların alım güçlerinin daha az azalması ve neticesinde istikrar ve refah demektir. Ancak bu fiyatların düşmesi demek değildir. Bunun en bariz örneğinin 2003’te yaşadık. O yıl enflasyon yüzde 8’lere düşmüştü ama hayat pahalılığı düşmedi aynı şekilde devam etti. 1 kg etin fiyatının 220 liradan 150 liraya düşmesi çok çok düşük bir ihtimal. Enflasyon fiyat düzeyindeki yükselmedir, artış hızıdır. Hayat pahalılığını alım gücü belirler, onu da işsizlik, hane halkı gelirleri ve kişi başına düşen milli gelir belirler. Bu husus fiyat yapışkanlığı kavramıyla açıklayabiliriz. Fiyatlar yükselir ve o fiyatlar hep geçmişteki maliyetler bahane edilerek orada sabitlenir. Alıcılar da artık bu fiyatlara alışmak zorunda kalır.
Sonuç itibariyle enflasyon bir artışı ifade eder, düşmeden ziyade artışın düşmesi demek daha doğru olacaktır. Son tahlilde enflasyon düşebilir ancak fiyatların düşmesi genel düzeyde mümkün değildir. Yapılması gereken, maliyetleri düşürmek, gelirleri artırmak, gelir adaletini sağlamak ve tabana yaymak, yatırımı teşvik ederek üretimi artırmak. Bir iktisatçı olarak yazımı şu sözle sonlandırmak istiyorum. İnsanlık tarihi ve ekonomi tarihi birbiriyle eş değer ve dinamiktir. Bugün ortaya çıkan her şey geçmişin bir ürünü, bugün yapacaklarımız geleceğin tohumudur.