Erdoğan’ın açıklamaları:
Geçen hafta birilerinin ısrarla FETÖ’nün siyasi ayağı ve yeni darbe teşebbüsü tartışması açmasının gerisindeki sinsiliğe dikkat çekmiştik. Aynı tartışmanın hala sürdürülmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu ülkede FETÖ meselesinin çok uzun kökleri olduğunu bilmeyen kimse yoktur.
Yapı diğer pek çok sivil toplum örgütü gibi meşru sınırlar içinde faaliyet yürütürken tehdit ilan edilmiş değildir. Ne zamanki bu yapının eğitim, hayır sınırlarını aşıp örgüt olduğu netleşmiştir işte o zaman karşısında bizi, milletimizi ve hukuku bulmuştur. Türkiye’de FETÖ’nün serpilmesinde herkesin payı olabilir ama onu terör örgütü ilan edip savaş açan şahsım ve AK Parti’dir. Şunu da söyleyeyim, bu süreçleri iyi bilen birisiyim, FETÖ’nün bu ülkede anlaşamadığı tek lider vardır, o da merhum Erbakan hocamızdır. Erbakan hocamızdan nefret ederdi ve hiçbir zaman da bir araya gelmemişlerdir. Şimdi Erbakan hocamla beraber olduğunu ilan eden malum zat ne yazık ki onun müritleri ile beraber yürüyorlar.
Her gün birileri çıkıp FETÖ konusunda ahkam kesmeye çalışıyor. İrtica ile mücadele kisvesi altında din düşmanlığı yapılmasına elbette biz de milletimiz de rıza gösteremezdik.
Ülkenin ve milletin dikkatini dağıtmak isteyenlere izin vermeyeceğiz. Bu meseleyi izah edecek, iftiraları atanların yüzlerine çarpacak ve yaşananları tarihe havale edeceğiz. FETÖ’yü bir terör örgütü olarak tanımlarken karşımızdaki sorunun büyüklüğünü az çok biliyorduk.
Doğrusu ben de görüştüm ama Erbakan hocamın bunlarla ilişkisi olmadığını da az önce ifade ettim. Liderler içinde sadece ilişkisi olmayan oydu. Hepsinin bunlarla görüşmüşlüğü vardır. İrtibatları ileri derecededir. İlk zamanlar bu yapının oluşturduğu tehdidi kendi çevremize bile anlatmakta zorlandığımızı kabul ediyorum.
FETÖ ile gerçek anlamda amansız bir savaşa tutuşan tektir, o da biziz. Biz ülkenin yönetimini devraldığımızda güya bu kurumda en hassas kurumlar olan ordu, emniyet, yargı, akademinin kritik noktaları zaten örgüt tarafından işgal edilmişti. Müslüman avına çıkanların tek bir gün bile gerçek anlamda FETÖ’cüleri hedef aldıkları görülmemiştir. Dosyaları hazırlayanlar silahlı kuvvetler içindeki FETÖ’cülerdi. Devlet kurumları, emniyet içindeki FETÖ’cülerdi.
“15 TEMMUZ BAŞARILI OLSAYDI, ERTESİ GÜN KILIÇDAROĞLU MİLLETİN KARŞISINA ACABA HANGİ SIFATLA ÇIKARTILACAKTI?”
Sayın Kılıçdaroğlu biz tankların karşısındaydık, milletimle beraber biz havalimanındaydık ama sen Bakırköy’de başkanın evinde kahve yudumluyorduk. Şahsımı öldürmek için özel timlerle arayanlar Marmaris’ten Atatürk Havalimanı’na kadar… Benim korumalarım gazi oldu, bay Kemal senin bunlardan haberin var mı? Bana da adaya gitmemi tavsiye edenler oldu, ben de o kardeşimize dedim ki, ben bu topraklarda doğdum, bu topraklarda ölürüm. Eğer 10-15 dakikalık bir gecikme olmuş olsaydı, bunlar bizi oralarda vuracaklardı. Ama o farkla helikopterimiz kalktı ve biz oradan İstanbul’a ulaştık. Süreç bu. Ey Kılıçdaroğlu, sen hala milleti aldatmakla meşgulsün. Kontrollü darbe. Doğru, kontrol sizdeydi ama başaramadınız. 15 Temmuz başarılı olsaydı, ertesi gün Kemal Kılıçdaroğlu milletin karşısına acaba hangi sıfatla çıkartılacaktı? Böyle bir siyasetçinin örgütle hiçbir ilişkisi olmadığına nasıl inanabiliriz. Kılıçdaroğlu’nun FETÖ ile ilişkisi 17-25 Aralık’ta hızlanmış, 15 Temmuz’un ardından da zirveye çıkmıştır.
Bu yapının gerçek organizasyon şemasını çıkarmakta zorlandık, hatta tam olarak çıkartamadığımızı düşünüyoruz. En kritik üzerinden dahi en fazla birkaç kademe geriye gidebiliyorsunuz. Bunun ucu Türkiye’de değil, dışarıda. Böylesine karmaşık bir yapının kendi kendine doğup gelişmediği açıktır. Bu örgütün CHP içinde böylesine güçlü olması şaşırttı. CHP Genel Merkezi’ne yeteri kadar bakılmadığı anlaşılıyor. En sinsi oyunlardan biri de FETÖ’nün istismar ettiği bir takım düzenlemeler bahane edilerek doğrudan milletvekillerinin, Meclis’in hedef alınmasıdır. Kılıçdaroğlu ve avanesi milli iradeye saldırarak kendi namuslarını ayaklar altına almaktadır. FETÖ’cülerin çıkarları için her kılığa, hatta CHP kılığına bile girdiğini düşündüğümüzde bu yapının tasfiyesinin zorluğu anlaşılacaktır. Biz, FETÖ ile mücadeleyi başlattıktan sonra bırakınız geri adım atmayı, her geçen gün çıtayı daha da yükselttik. 15 Temmuz darbe girişiminin sebebi bizim kararlılığımız değil midir?
GEZİ PARKI EYLEMLERİ DAVASINDAKİ KARAR
Dün yaşanan gelişmeler bize Gezi olaylarını bir kez daha hatırlattı. Gezi Parkı’nda güya ağaç bahanesi ile başlayan olaylar kısa sürede büyüyerek devlete ve millete karşı sivil kalkışma halini almıştır.