Sirke ve limonla kurulan turşuların korona virüse iyi geldiği algısının ardından Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde yöresel ürünlerle yapılan turşular büyük ilgi görüyor.
Uzmanların bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, doğal ve katkısız turşuların tüketilmesi gerektiğini belirtmelerinin ardından Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde doğal turşular ‘Bereket Versin Kadın Kooperatifi’nin raflarında da yerini aldı. Özellikle Yaylabayır, Yüreğil, Işıklar gibi yüksek rakımlı mahallelerde üretilen kornişonun daha dayanıklı ve sert olduğu üreticiler tarafından açıklanırken, Doğal şehir olarak tabir edilen Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde nisan mayıs aylarında başlayan ekim sonrası Haziran ve Eylül aylarında da eleklerden taze kornişon üretimi yüzleri güldürüyor.
Doğal turşu nasıl yapılır?
Akpınar Yaşam Merkezi üyesi kadınlar kornişon turşuyu diğerlerinden ayıran en büyük özelliğin katkısız olması ve Sındırgı kornişonu kullanılması olduğunu belirterek tarif vermekten de kaçınmıyor.
Doğal turşunun yapımını anlatan Fazilet Gürlek, “Kavanozumuzun altına 3-5 adet nohut, sarımsak, aldığı kadar salatalıkları kesiyoruz. Üzerine 1 çay bardağı sirkemizi döküyoruz. Birer yemek kaşığı da kaya tuzumuzu ilave ediyoruz. Bir çay kaşığı kadar limon tuzumuz, bir çay kaşığı kadar da şeker. Üzerine sıcak su ilave ediyoruz. Kaynar su. Kaynatıyoruz ve ilk sıcaklığını atsın diye bekletiyoruz biraz. Turşumuz bu aşamada. Bu en fazla 1 hafta sonra yenmeye hazır oluyor” dedi.
Doğal ürünler Akpınar yaşam merkezinde
Doğal turşulardan ev tipi ürünlere kadar şifa deposu birçok ürünün Akpınar Yaşam Merkezinde satışa sunulduğunu belirten Şeyma Buluş, “Kadın kooperatifi olarak kornişon turşularımız reyonlarda yerlerini aldı. Turşularımız tarladan tamamen doğal olarak gelip reyonlarımızda yerlerini alıyorlar. Doğal ve katkısızdır. Marketlerdeki ürünler gibi katkı maddesi içermiyorlar. Tamamen doğal ev yapımıdır. Buradaki üyelerimiz tarafından evlerde yapılıp burada satılmaktadır. Müşterinin sofrasına sunulmaktadır” dedi.
Tarladaki üretiminden turşu aşamasına dönüşmesine kadar zorlu bir süreçten geçildiğini belirten Berna Güngören ise, “Aslına baktığımız zaman birebir üreticisiyim. Yani daha önce yaptık mesela çok zorlu bir süreçten geçiyor salatalık. Şu zamanda burada üretim kısmında bulunmamız mümkün değil ama Bereket versin kadın kooperatifine uğradığınızda yüzde yüz katkısız, herhangi bir katkı içermez yani marketlerde gördüğünüz gibi katkılı bir ürün değildir. Geldiğinizde böyle kütür kütür bunları yiyebilirsiniz” şeklinde konuştu.
Tarladan sofraya doğal kornişon turşunun aynı üreticinden çıktığını belirten merkez sorumlusu Şengül Topçu, “Tamamen tarlada üreten kişi bunu tekrardan evlerinde doğal şekilde yapıp bizim buraya Bereket versin kadın kooperatifimize vermektedir. Bizlerde sizin sofralarınıza daha sağlıklı şekilde buluşturmak üzere burada satışını gerçekleştirmekteyiz. Özellikle içinde bulunduğumuz korona virüs sebebiyle turşu ve turşu çeşitlerinin tüketilmesi tavsiye edilmektedir. “ sözlerine yer verdi.
Bir zamanların tütün merkeziydi, şimdi ise kornişonun ana vatanı
Çaygören barajının yapımına kadar Sındırgı’nın bir tütün merkezi halindeydi. 70’li yıllarda barajın yapılması ve tütün kotalarının başlaması ile birlikte alternatif tarım ürünlerine geçilmesi, bölgenin ekonomik olarak yeniden güçlenmesini de sağladı. İlk başlarda merkez ovalarda yapılan kornişon üretimi, kırsal mahallelerde yapılan göletler sayesinde yüksek rakımlı mahallelere de ulaştı. Hava şartlarının da buralarda farklılık göstermesi kornişon kalitesini de arttırdı. Kornişon üretimi ile başlayan serüven üreticisinin elinden turşu halini de almaya, Sındırgı’dan sofraya ulaşmaya başladı.
“KORNİŞONUN ANAVATANI SINDIRGI”
Kornişonun anavatanın Sındırgı olduğunu, son yıllarda Türkiye’nin bir numarası olduklarını belirten ve pandemi döneminde de bağışıklığı güçlendirmesi hasebiyle turşunun tüketiminin ve müşterisinin fazlalaştığını söyleyen Sındırgı Belediye başkanı Ekrem Yavaş, “Sındırgı eskinin tütün merkezinden birisi. Ege bölgesinde. Tabi tütüne gelen kota ile birlikte üretim alanlarında farklı ürünler denenmeye başlandı. Bu sebeple 1970li yıllarda Sındırgı da bir baraj inşa edildi. Çaygören Barajı. Çaygören barajının sulu tarıma doğru yönlendirilmesiyle birlikte ilçemizde salatalık, kornişon salatalığı gibi ürünler yetiştirilmeye başlandı. Ve bu kornişon salatalık zamanla belediyemizin Büyükşehir’in verdiği desteklerle ve Devlet Su İşlerinin yaptığı Yaylabayır Göleti gibi alanlarda yani 1000 rakımlı yüksekçe olan köylerimize doğru kaydı. Bugün Sındırgı’da Yüreğil, Işıklar, Küçükdağdere, Büyükdağdere, Yaylabayır olmak üzere ciddi manada kornişon üretimi yapılıyor. Ciddi manada 3-4 aylık mevsimde güzel para kazanıyorlar. Biz de destek vermeye devam ediyoruz. Halkımızın bu ürettiği ürünleri Tadın kooperatifiyle işliyoruz” ded