TCMB Para Politikası Kurulu toplantısı sonucunda, politika faizinin yüzde 14 düzeyinde sabit bırakıldığı açıklandı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu toplantısının ardından piyasaların merakla beklediği politika faizi olarak tanımlanan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı belli oldu.
Merkez Bankası “Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir.” diyerek sitesinden kararın özetini paylaştı.
Özette, küresel ekonominin içinde bulunduğu durum, enflasyon yüksekliği, jeopolitik riskler aktarılarak “Yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edileceğine” vurgu yapılıyor.
Jeopolitik riskler sürüyor
“Etkisi sürmekte olan jeopolitik riskler, küresel ve bölgesel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin artmasına yol açmaktadır. Küresel gıda güvenliğindeki belirsizlikler, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, enerji başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının daha da belirgin hale gelmesi ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviye uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açmaktadır.
Faiz kararını bir uzmana sorduk
Ankara Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abuzer Pınar, Merkez Bankası’nın nisan faiz kararını değerlendirdi. Pınar, Merkez Bankası’nın tüm araçları etkin şekilde kullanmaya devam edileceğin belirtilmesi, yüzde 5 enflasyon hedefi ve enerji fiyatların karara etkisini anlattı.
ABD ve Ingiltere merkez bankalarının faizi artırdığını ve bu konduda eleştiriler olduğunu hatırlatan Pınar’a göre enflasyonun normal seyrettiği dönemlerde faiz artışı beklense de şu andaki şartlar farklı.
“Şu anda maliyet kaynaklı bir enflasyon var”
Pınar, küresel anlamda bir enflasyon sorunu olduğunu, küresel ve ulusal düzeyde yaşanan enflasyonun maliyet kaynaklı olduğunu belirterek “Enflasyon maliyetlerden kaynaklandığı zaman, faiz artışına gittiğinizde, talep fazladan daraltmaya kalkındığında ekonomik büyüme ve istihdam zarar görür. Şu anda da yaşanan ikilem budur.” dedi.
Yılsonuna kadar faiz böyle devam edecek
Emtia fiyatlarından enerjiye kadar olan fiyatların etkisinde enflasyona odaklı bir faiz açıklandığını, faiz kararı ile birlikte yayınlanan metnin bir önceki ile benzerlik gösterdiğini belirten Pınar’a göre bu yılın sonuna kadar faizin bu seviyede gitmesi bekleniyor.
Barışa yönelik bir beklentinin artmasının ekonomiye katkısı olacak
Jeopolitik risklerin azalmasının dünya enflasyonuna ve şu anda her ne kadar uzağında olunsa da Türkiye’nin yüzde 5 enflasyon hedefine katkı sunacağını belirtti.
Merkez Bankası’nın faiz kararı ile birlikte paylaştığı özete göre küresel enflasyon yüksek
TCMB, toplantı özetindeki açıklamalar şöyle:
“Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir.
Merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürüyor
Bu çerçevede, iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını halen sürdürmekte, varlık alım programlarını azaltarak devam ettirmektedir.”
Dış talep giderek artan olumlu etkisiyle güçlü seyrediyor
Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, bölgesel farklılıklar ortaya çıksa bile dış talebin giderek artan olumlu etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinde enerji fiyatlarından kaynaklanan riskler devam etmektedir. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kurul, uzun vadeli Türk Lirası yatırım kredileri de dâhil olmak üzere kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşmasının finansal istikrar açısından önemli olduğunu değerlendirmiştir. Bu çerçevede Kurul, makroihtiyati politika setinin güçlendirilmesine karar vermiştir.
Enerji maliyetleri artıyor
Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam etmiştir.
Dezenflasyonist süreç başlayacak
Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir.
Yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.