24 Ocak 1993 tarihinde Ankara’da otomobiline yerleştirilen bombanın patlatılması sonucu yaşamını yitiren gazeteci ve yazar Uğur Mumcu için ölümünün 31’inci yıl dönümünde Balıkesir’in Ali Hİkmet Paşa Meydanında CHP İl Başkanlığı tarafından anma töreni düzenlendi.Törene CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel başkan Yardımcısı ve yeni dönem Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Ahmet Akın ve CHP İl Başkanı Erden Köybaşı‘da katıldı.
Araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu vefatının yıl dönümünde anılıyor. Mumcu’nun Ankara’daki evinin önünde bombalı suikast sonucu hayatını kaybetmesinin üzerinden 31 yıl geçti. Peki, Uğur Mumcu kimdir, ne zaman öldü?
Uğur Mumcu Kimdir ?
Uğur Mumcu 22 Ağustos 1942’de, Tapu Kadastro memuru Hakkı Şinasi ile Nadire Mumcu’nun dört çocuğundan biri olarak Kırşehir’de dünyaya geldi.
Ailesinin Ankara’ya taşınması üzerine ilk ve orta öğrenimine burada devam eden Mumcu, 1965’te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu.
Öğrencilik yıllarında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Türk Sosyalizmi” makalesiyle “Yunus Nadi Ödülü”nü alan Mumcu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Kürsüsü Profesörü Tahsin Bekir Balta’nın asistanlığını yaparken Milliyet gazetesine incelemeler yazdı.
Mumcu, 12 Mart 1971 dönemindeki bir yazısında kullandığı “ordu uyanık olmalı” sözleriyle, “orduya hakaret etmek” ve “sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak” suçunu işlediği iddiasıyla gözaltına alındı.
Mamak Askeri Cezaevi’nde birçok aydınla bir yıla yakın kalan Mumcu, bu davadan 7 yıl hapse mahkum edildi. Mumcu, kararın Yargıtay tarafından bozulması üzerine tahliye edildi.
Serbest bırakılmasının ardından hemen askere alınan Mumcu, askerliğini “yedek subay” olarak yapması gerekirken kendi tabiriyle “sakıncalı piyade” ilan edildi.
Mumcu, Tuzla Piyade Okulunda 10 Ocak’a kadar süren üç aylık eğitimden sonra, 1973’te okul yönetimi tarafından “kötü hal ve düşünce sahibi” diye suçlanarak “er” çıkarıldı ve Ağrı Patnos’a yollandı.
Askerlikten sonra üniversitedeki görevinden ayrılan Mumcu, profesyonel gazeteciliğe 25 Şubat 1974’te Yeni Ortam gazetesinde “Anarşist!..” başlıklı yazısıyla başladı.
Köşe yazılarında hem sorunları dile getiren hem de hukuka aykırı ve yasa dışı uygulamaların üstüne giden Mumcu, yazdığı kitaplarla da ses getirdi.
“Ağca ve bağlantılarını araştırdı”
Güldal Homan ile 19 Temmuz 1976’da evlenen Mumcu’nun bir oğlu (Özgür) ve bir kızı (Özge) oldu.
Usta gazetecinin 1977’de yayımlanan “Sakıncalı Piyade” kitabı tiyatroya uyarlandı ve Ankara Sanat Tiyatrosu’nda yüzlerce kez sahnelendi.
Mumcu, terörün silah kaçakçılığıyla ilişkisini ortaya koymak ve bu yönde kamuoyu oluşturmak için 1981’de “Silah Kaçakçılığı ve Terör” kitabını okurlarıyla buluşturdu.
Papa 2. Jean Paul’e düzenlediği silahlı saldırıya ilişkin Mehmet Ali Ağca ve bağlantıları hakkında araştırma yapan Mumcu’nun, “Rabıta” ve “12 Eylül” kitapları 1987’de, önemli araştırmalarından kabul edilen “Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925” eseri ise 1991’de yayımlandı.
“Sis perdesi aralanamadı”
Uğur Mumcu, Yazar Musa Anter’in öldürülmesinden sonra 27 Eylül 1992’de Cumhuriyet gazetesinde kaleme aldığı “Dipsiz Kuyu” başlıklı yazısında, “Orta Doğu, emperyalizmin kol gezdiği, terör örgütleri ile çeşitli istihbarat örgütlerinin kanlı ve kirli oyunlar oynadığı karanlık dipsiz bir kuyudur. Bu karanlık ve dipsiz kuyuda cinayetler birbirini izler. Halk deyişi ile Orta Doğu’da ‘kimin eli kimin cebindedir’ bilinmez. Kim, kimi, neden öldürüyor? Bu soruların yanıtlarını anında bulmanın olanağı yoktur. Olaylar yıllar sonra aydınlanır. O da bir kısmı!” ifadelerini kullandı.
Mumcu, 24 Ocak 1993’te arabasına yerleştirilen bombalı saldırıyla hayatını kaybetti. Suikastı, İBDA-C ve Hizbullah gibi örgütler üstlense de aradan geçen 29 yıla rağmen cinayetin üzerindeki sis perdesi aralanamadı.
Türkiye’yi sarsan suikasta ilişkin ilk yargılamalar, Mumcu’nun ölümünden 7 yıl sonra başladı. Mumcu suikastı ile Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok cinayetlerini de kapsayan davanın adı “Umut” oldu.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava, cinayetlerin ardındaki sırrı tam olarak ortadan kaldıramadı.
Yargılamalar oldu
İlk dereceli mahkemenin kararının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından yeniden görülen davada, 3 sanık “yasa dışı Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu örgütünü kurmak ve yönetmek” suçundan, 5 sanık ise aynı örgüte üyelikten çeşitli sürelerde hapis cezalarına mahkum edildi.
Bu kapsamda sanıklardan Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç ve Ekrem Baytap, “silahlı suç örgütü kurma ve yönetme” eylemlerinden 12 yıl 6’şar ay hapisle cezalandırıldı.
Sanıklar Abdulhamit Çelik, Fatih Aydın, Yusuf Karakuş, Mehmet Şahin ve Recep Aydın’a ise “silahlı suç örgütü üyesi olmak”tan 6 yıl 3’er ay hapis cezası verildi.
Anayasa Mahkemesi, gözaltında tutuldukları tarihlerdeki mevzuatın, gözaltı süresinde avukata erişim imkanı tanımadığı gerekçesiyle sanıklar Aydın, Tekin, Kılıç ve Karakuş’un yeniden yargılanmasına hükmetti.
Eserleri
Mobilya Dosyası (1975)
Suçlular ve Güçlüler (1975)
Sakıncalı Piyade (1977)
Bir Pulsuz Dilekçe (1977)
Büyüklerimiz (1978)
Çıkmaz Sokak (1979)
Rabıta (1979)
Tüfek İcad Oldu (1980)
Silah Kaçakçılığı ve Terör (1981)
Söz Meclisten İçeri (1981)
Ağca Dosyası (1982)
Terörsüz Özgürlük (1982)
Papa-Mafya-Ağca (1984)
Sakıncasız (1984)
Devrimci ve Demokrat (1985)
Liberal Çiftlik (1985)
Aybar ile Söyleşi (1986)
12 Eylül Adaleti (1987)
İnkılap Mektupları (1987)
Bir Uzun Yürüyüş (1988)
Tarikat-Siyaset-Ticaret (1988)
Ödülleri
1962 Yunus Nadi Ödülü (“Türk Sosyalizmi” başlıklı makalesiyle)
1979 Türk Hukuk Kurumu Yılın Hukukçusu Ödülü
1979 Çağdaş Gazeteciler Derneği Yılın Gazetecisi Ödülü
1980, 1987 Sedat Simavi Vakfı Kitle Haberleşme ve Gazetecilik Ödülü
1980, 1982 ve 1992 İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (inceleme dalında)
1983 İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (röportaj ve seri röportaj dalında)
1984, 1985 ve 1987 Nokta Dergisi Yılın Doruktaki Gazetecisi Ödülü
1987 İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (güncel yazılar dalında)
1987 Cumhuriyet Gazetesi Örnek Gazeteci Ödülü (Rabıta Olayı dolayısıyla)
1988 Cumhuriyet Gazetesi Bülent Dikmener Haber Ödülü
1993 Nokta Dergisi Doruktakiler Basın Onur Ödülü
1993 Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülü