Konut kiralarının bedellerinin yükselmesi ise ev sahibi-kiracı anlaşmazlıklarını en üst seviyeye taşıdı. Ev sahipleri ise kiracısını evden çıkarmak için yeni bir yöntem buldu. Artan anlaşmazlıklar sonucu sahte tahliye taahhütnamesi gibi olaylar yaşanıyor. Bu yöntem ile “sahte imza” ile ev sahipleri kiracısını evden çıkarmaya çalışıyor.
Bilindiği üzere tahliye taahhütnamesi, kiracının ev sahibine karşı belirli bir tarihte kiralanan dairenin boşaltmaya taahhüt etmesidir. Son dönemde ise artan kira fiyatları sonrası ev sahibi ile kiracı arasındaki anlaşmazlıklar arttı. Anlaşmazlıklar sonucunda ise tahliye taahhütnamesi uygulamasının suistimal eden bazı mülk sahipleri kiracıların imzasını taklit ederek tahliye yoluna başvurmaya başladı.
itiraz süresinin sadece 7 gün olması nedeniyle bu yönteme başvuran ev sahipleri özellikle kiracıların uzun süre evde olmadığı yaz tatilini kolluyor. Uzmanlar son dönemde sahte tahliye taahhütnamesi davalarının arttığını ve birçok kiracının 7 günlük süreyi kaçırdığı için evi boşaltmak zorunda kaldığını belirtiyor.
İMZALAR TAKLİT EDİLİYOR!
Bu konuda mağdur isimlerden Mali Müşavir Ömer Sadi Yiğitcan’ın 2020’de kiraladığı taşınmaz el değiştirmiş. Yiğitcan yaşadığı mağduriyeti şöyle anlattı:
“Biz oturmaya devam ettik, daha sonra evi boşaltmamız istendi. Anlaşmazlık yaşadığımız için konu yargıya intikal etti. Kontrat yenileme döneminde biz yine yasal sınırın üzerinde zam yaptık ancak geçtiğimiz günlerde daha önce hiç imzalamadığım bir belge ulaştı elime. İmzamın taklit edildiği sahte bir tahliye taahhütnamesi… İşim gereği e-devlet’i düzenli kontrol ettiğim için belgeyi anında fark ettim ve itiraz hakkımı kullandım. Ancak düzenli bakmasam tatilde olacaktım ve 7 günlük itiraz süresini kaçıracaktım. Haklı ve mağdur olduğum halde evden çıkarılacaktım. Daha sonra haklılığım ispatlansa dahi evden çıkarılmış olacaktım”
YAZ AYLARINDA SIKLAŞIYOR
Avukat Umut Metin, “Bizim icra düzenimizde suistimale açık bir alan var. Bir icra takibi yapılıp peşine de ödeme emri gönderildiğinde hiç evrak olmasa dahi 7 gün içinde itiraz edilmediği takdirde alacak kesinleşiyor. Aynısı kiradaki tahliye taahhüdü meselesinde de var. Başka bir imza ile tahliye taahhüdü riski var. Bunlara ilişkin ‘tahliye taahhüdü imzası bana ait değil’ şeklinde itiraz edilmelidir. Bu şekilde mahkeme bilirkişi marifeti ile imza incelemesi yaptırır. İmza kişiye ait değilse tahliye taahhütnamesi geçersiz sayılır. Bunun da 7 gün içinde yapılması önemli” dedi.
Metin, yaz aylarında insanlar tatilde olduğu için bu tarz olayların çok daha sık karşılaşılabileceğini, vatandaşların en az haftada bir kez e-tebligatlarını kontrol etmeleri tavsiyesinde bulundu.
SAHTECİLİK YAPILIYOR
Avukat Ragıp Şengül de tahliye taahhütnamesinin hukuken geçerli olması için belli koşulları barındırmasının önemine dikkat çekerek, “Ancak son dönemde imzanın olduğu ancak tarihin olmadığı ya da imzanın taklit edildiği ya da buradaki örnekte olduğu gibi belgenin tamamen sahte bir şekilde düzenlendiği örnekler artmaya başladı. Kiracının imzası taklit edilerek yapılması halinde özel belgede sahtecilik suçu oluşuyor. Bu tespit edilebilirse o kişinin bununla ilgili cezalandırılması söz konusu” dedi.
Fırsatçıların burada da yasalardaki boşluktan faydalandığını belirten Şengül, “Ev sahibi alakasız birine doldurtuyor, suç duyurusunda bulunulduğunda bu kez kimin tarafından işlendiğinin tespit edilememesi sağlanıyor” diye konuştu.
Yaz tatillerinde bu tür durumların arttığını belirten Şengül, “Öyle bir dönemdeyiz ki bu tür durumlar ile karşılaşmadığımız bir gün yok. Sulh hukuk mahkemelerinde dosya sayısı 2021 dönemine oranla 3-4 katına çıktı” ifadelerini kullandı.
90 BİNİ AŞTI
Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü verilerine göre, hukuk mahkemelerindeki 3 milyonu aşkın ihtilaf arasında “kiralananın tahliyesi” konusu ilk 10 içinde yer alıyor. 2023’te kiralananın tahliyesi konusundaki dava sayısı 91 bini aştı. Bunun 28 bin 960’ı 2022 yılından devretti. 2023’te kiralananın icra yolu ile tahliyesi konusunda açılan dava sayısı ise 30 bin 39 oldu.